Güzin Abla olmak......İnsanların derdine - güya - çare bulmak. Herhangi bir konuda ne yapmaları gerektiğine karar verememiş olanlara yol göstermek...Yani akıl hocalığı yapmak......Kendin bir sürü problemlerle boğuşurken, başkalarının sorunlarına çözüm aramak...'Kendi başını bağlayamayan, kına gecesinde el başı bağlarmış,' zaten..........
Bazen ben de yaparım bunu.Yaşım yerini buldu ya, zaman zaman gençlere akıl hocalığı yaparım; daha doğrusu yapmak zorunda kalırım. Herhangi bir sorunu olan yakınımı, arkadaşımı, komşumu sabırla dinler; sonra kendilerini rahatlatacak sözler söylerim. Kendimce doğru bulduğum şeyleri yapmalarını öneririm.Güzin Abla olurum yani.....Bu konuda ne kadar başarılıyım, bilemem.
Zaten nasihat etmek, akıl vermek dünyanın en kolay işi...Böyle derler ama, bence o kadar kolay değil. Çünkü bunu yapabilmek için, bazı konularda bilgi ve özellikle tecrübe sahibi olmak gerekiyor. Bir de ağzınız lâf yapacak. Bu da yeterli değil aslında. ”Ağızla pilâv pişmez, yağla pirinç gerek,” demiş atalarımız.... Sonra öğüt vereyim, yol göstereyim derken, iş iyice sarpa sarar. İşte o zaman ayıkla bakalım pirincin taşını. Güzin Abla olmak zor iş.Yine de bazen Güzin Abla olmaktan alıkoyamam kendimi....Çünkü, çevremdekiler bu konuda zorlarlar beni.
Bakın bir gün nasıl Güzin Abla oldum:
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,