Güzeşte Şiiri - Alaattin Kürşat Derebaş

Alaattin Kürşat Derebaş
84

ŞİİR


14

TAKİPÇİ

Güzeşte


İnsanlar değişir günden güne.
Milyon yıllar içinde dünya nasıl değişti ?
Kaç git gel oldu evren boşluklarında ?
Milyarlarca yıldız öldü uçsuz yerlerde.
Dünya üzerinde, iki insan ölse ne yazar
Kainatın umursayacağını mı sanarsın ?

Evrenin doğuşu 365 gün olsaydı eğer,
14 saniye içinde
Sen ve ben
Ve dünya üzerinde ki herkes ölmüş olacaktı.
Endişeye mahal yok,
Gel hadi, senle şu zamanı delelim...

Bu gece ben yeniden doğuyorum. x
Yeni konfor,
İçimde gerçek sevgiyi kabullendiğim seninle,
Büyük bir şiir yazarak,
Seni de içine katarak
Beraber doğuruyorum.
Son iki haftamda
Yirmi yıl yaşadım
Her yılımın karşılığında
Seni baştan yaşadım.

Ah deli gönül, hoyrat gönül
Senle yeşeren gonca gönül
Çiçek yahut sarmaşık, önemsiz !
Senle doğan yeni bir gönül...

Bütün evreni karşıma aldım,
Zamanı durdurdum, hiçe saydım
Her nefesin bir emek olduğunu
Sana tutuşan emeğinse,
Şiirim tarafından
Kutsal bir vazife olarak verildiğini bilerek,
En kutlu görev olarak aldım.
Gönül hoyrat olsada,
Aklım bana şöyle diyor:
'Ondan yüz binlercesi var.'
Sonra bir kahkaha, bir kıyamet...

Sana diyorlarmış ki,
Benim içimde yarattığımla seni seviyormuşum.
Öyle olsaydı eğer,
Ne sana gelir,
Ne başkasına giderdim.
Ne de gidip bir insana sevgimi yüklerdim.
İki elmanın yarısı olmaya,
En basit cevaplara,
En karmaşık soruları eklemeye gerek yok.
Sevgi gerçek olmasaydı:
Ne yazılan şiirler,
Ne çizilen resimler,
Ne yanık türküler olacaktı.
Sevgi büyük olmasaydı:
Ne en güzel şiir,
Ne en güzel resim,
Ne de en güzel türkü olacaktın.

Aç gözlerini ve bi bak etrafına,
Yerde ki cesetler
Uzakta ki mezarlar
Yitik kalmış,
Öksüz kalmış kişiler,
Senin için savaştı !
Sen doğ, büyü ve yaşa diye
Cana can savaştı.
Muharebe meydanı unutulmuş
Komutanlar avutulmuş,
Tüm yer, yerle bir olmuş !
Her birinin yanında
Her köşenin solunda sağında
Duyduğun, gördüğün ve hissetiğin her şeyinle
Senin adına isyanlar
Şair terinden dökülen kalemle,
En güzel şiirler okunuyor.
Bir ömür verilerek yazılan şiirler,
Her mısra boşluğunun arasında yitip giden şairler,
Senin adına, senin için
Fedakarca, mertçe
Hayatında ki son nefes olsa bile
Yaşatıyorlar ismini,
Tüm büzüşmüş ve kırılmış dudakların,
En yanık nidaların ortasında...

Doğuyorum, doğuyorum.
Bugün senle yeniden doğuyorum.
Cismin olmasada, nefesin duyulmasada
Ben ölümsüzce senle doğuyorum.

Mum ışığı titrek titrek,
Göğde ki birkaç kuşun kanatları kırılmış.
Şafağın en mavisi
Senin adınla açılmış.
Mısralar seni incitir diye
Çok uzaklara kaçınmış...
Arkada sıraya giren melankolik müzikler
Sanki senin adına yazılmış...
Hayatın iki zorluğuna tökezleyen,
Belalara küsüp,
Sevince kol açan ben
Siyahın yanında gelen beyaza tutulmuşum...

Sen değişirsin belki kainat değişir
Ama her şey değişse bile
Şiirimde ki kırıntılardan hiçbir şey değişmez.
Sevgi, gerçeklik ve büyüklük
Bu pencereden yok olup gidemez,
Yok olamaz...
Delinmiş bir tıklım güzeşte zaman,
Sana bakarak delirecek her zaman.
Ben burada var olduğum müddetçe,
Tüm hayal, korkular, gerçeklikler
En büyük sevgi
Karanlık kadar parıldayan gerçeklik,
Ses tellerime burukluk katsa bile,
Yüz hatlarıma asırlar çökse,
Kalemlerim kırılsa
En sert tütünüm hafiflese bile
Gönül ve akıl sana küstüğünü sansa bile
Senin ismini duyunca,
Cismini bir zaman görünce
Gelmiş geçmiş, en büyük çılgınlığı yaşayacak.
Bu yaşanırsa eğer,
Musalla taşımın yanına günü gelince,
Yaklaş ve usulca bu şiirimi koy.
Dipsiz yerlerde bile,
Seni okumaya bunla devam edeceğim...
06.01

Alaattin Kürşat Derebaş
Kayıt Tarihi : 30.5.2020 02:04:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Alaattin Kürşat Derebaş