Güzelliğinin Nimeti, Ruhunun Ganimetiydi ...

Güzelliğinin nimeti, sözlerime ganimet. Kendimle savaşın kazancıydı sevdan. Yabancılaşmış kişiliklerin arasında kişiliğinden çok dişiliğini sözcüklerime sunan kirli emelin kızları arasında misk- amberliğin aşk yüzü gibi aktın sevdama.
-Mistik hülyalar kentindeyim.Susamıştım gerçek aşka.İstanbul kadar kalabalıklaşmış,İstanbul suyu kadar kirlenmiş, arıtılmaya muhtaç anların arıtma cihazı gibi yüreğinde hiç kirlenmemiş ab-ı hayatın suyunu içmeye, şule-i aşka teslim olmaya geldim.
-Gözümün kovduğu herkesten kaçarak, gönlümün seni gördüğü, görülmüşlük kentine geldim.
- S’özüme pay verecek paydaların sağlamasında, işlemsiz teslim oldu sonuç.Sonucu işlemeli,işveli, oyalı, senli bir sondaydım.Bir son binlerce ilki doğuran kıvılcımın kızılcığı gibiydin.
-Sevgimizi azaltamaya çalışan aşk düşmanlarına karşı siperimiz hazırdı.Onların saldırısı daha çok bağladı.Daha çok kaliteliğinin dokusunda okundum.
Bırak avcılar çıkarsın yalanlarını taştan.Bırak,ötsün bay bay değiğim papağan…Bırak çırpınış çarpmasıyla kendirlerini vursun yazılmamış aşk duvarlarına.Acizliğin acunluğunu yazsın kendinlerince.
Bizistan’da aşkın bayramlığı, gönlün seyranlığı, tutkunun turfandalığı artsın.
-Çamura bulanmış istemlerden arındık. Arılara ders veren çiçektin. Balına kadar yakın bir rüya, rüyana kadar akan bir gerçeğe yaşam aynası olup tarandım sözlerinle, yeşil gözlerinle, sevgi selinle, gönül dilinle kendime geldim böylece.
-Şatolarım var şulelerden kurulu. Oyalandığım sevda kumaşında, gözlerine kadar şekillendim. Şehrin azizi oldum. Vardım varılışa. Varlığının kulelerinde
saklandım. Sırrımın çözeltisinde element olan tutkularına bağlandım.Bağıl istemler coğrafyasında sana bağlı bir sevda kenti oldum.

Göz pınarlarının aktığı kapıdan, söz barajının ürettiği elektrikten kendime yeni bir dünya kurdum. Kadınsal ışıltınla aydınlık sevgiler yaşıyorum
Sevgi yellerin taşınmaz mülk gibi içimde durulanmış gibi kaldı.
Köpürmüş sevdanın kopuş iklimi oldum.Artık,senli yazgının yazıyım.Artık, senli mevsimlerin hasadıyım.Artık,senli hasılatın sevgi rekorum.Rekoltesi, dekolten gibi gözler hasadına teslim olan çoğullar gibiyim.
-Baktıkça sevdiğim, sevdikçe baktığım senli verimler çeşnisiyim.
Asla,batmış şehirlerin ruhu gibi değil sensizliğim.Asla, geçmişime iletilmiş yaşamlar çorağında değilim.
-Aslılarım olmadı. Asla demeyi sevmedim.
Acziyetin eczanesinde yalnızlığıma ilaç olacak anlık masalların cadolozlarına teslim olmadım.

-Gam gemisi taşımaz beni. Şimdi huzurun vapurunda aşk kamarasında seni izliyorum.Sen deniz kızının aşk kızısın.Susamış sulara, susuz kaldığın demlerin masalını anlatıyorsun.Yüzünün güzelliği temizliyor kirlenmiş suları.Su yüzüyle aşk yüzün arasında güleç yüzüm Yunus oluyor. Bir yunus sevdin sen.Yunus ‘a aktı sevdan…
*Hoşgörü timsaliyim.Yüreğimde timsahlar yaşamaz.Mertliğimi sistemin, ya da başkalaşımın ejderhaları yiyemez.
-Bebekken melektin, şimdi melekliğin son şubesi gibisin.O kadar temiz, o kadar masum, o kadar müsavisin en iyilere.İşte, o kadar özel sen kadar sana yakın, sen kadar senli güvenim. Senden daha sağlam güvenlerim, sevdalarım, ilgilerim ve seni istemelerim var.

Aşka değer veren matematiksel aşk mıdır beni senle toparlayan. Aşka bölüştüğümüz, üleştiğimiz sağlamalarımız var.Elde kalanlar elin olsun, sen ellerimi sıkı tut. El ele, el güne karşı karşı konulmaz kopuşlarımızın resmini çizer günler.Beni anlarına taşı.Anılarımız kadar kalsın hayat.Maziler insanın gölgesi bile değil.Gerçeğim seni senden çok istersen, bir gerçeklik teslimiyetine tümlenen olalalım. Muhteşem ahenginin Süleyman’ı kıl beni.Valide Sultan’a aşkı sen öğret.Gecikmiş öğreticiliği görsün büyük aşk.
-Tarihe sığmazlar arasında, talihine kurban kaldığım İbrahimi güncelerime teslim oldum.Şule şule kaldım sende bilesin.