Eski bir inanışın üstündeki gerçekti; gün batımı güneşin gün aşırı sevincin ve her gün
sevilmenin.
Hiç bir tabiat olayının aklı almıyordu yüzündeki ışığı ve bugün herşey yeniden
başlıyacaktı, hayata bakışındaki umursamaz bir merhabayla.
Hiç yazılmamış bir hikayeye önsözdü doğumun yada son aralık bir satır sonuydu, iyi
kalpli bir yolcunun eksiltilmiş umudu.
Bir bahar yeniden yeşeriyordu bugün gözlerinde
elim, kolum, aklım, yüreğim ve acısı alınmış ne kadar mutlulluk varsa yeniden
heycanlanıyordu.
Bugün henüz yeni doğmuş küçük bir kız çocuğu oturuyor gözlerinde,
etrafındaki hareketliliğe aldırmadan, yanağındaki nar kızarıklığıyla, bir mutluluk arası
sızıverdin hayata…
Kişi başına düşen sevinçlerin azaldığı saatlerde, bir şehrin orta yerinde yada henüz
kimsenin gitmediği bir şehirde; sadece ihtiyacı olanlar için saklanmış gizli sığınaklardaki mutluluklar.
Bugün o sığınak kapıları hayata açılacaktı ve herkes istediği kişi için istediği
kadar alacaktı o mutluluklardan.
Her gün doğan güneş sırasını bugün sana verecekti ve tabiat kendine ikinci renk kabul etmişti, gözlerindeki yeşili…
Yarına sarkmış bütün hayallerinin garantisiydi yüzün; dizesi çarpık edebiyatın, tek başına
kalmış bir hayatın ve emekçi bir sevdanın hiç haketmediği kadar mutlu olduğu bir gündü
doğduğun gün.
Bütün iklimlerde gizlenmiş, kimsenin bilmediği yeni doğmuş bir yaşama sevincini kundaklamaya hazırlanıyor gün. Bugün bütün şarkıların önermesiydi yüzün.
Halka açık fikirlerde herşey serbesti her sevgiliye, yaşamaya değer ne varsa yada nerde yaşanmamış bir ömür kaldıysa yeniden doğmuştu bugün …
Güzelliğin, güzelleştirdi bütün çoğrafya engebeli hayatların, ve bugün yeni bir filiz verdi toprak, bütün çiçeklerin ortak arzu’suydu adın…
Kayıt Tarihi : 17.4.2010 22:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!