Kol kola dizilmiş, gelen güzeller!
Dağlanır yürekler bilir misiniz?
Bülbül avazıyla gülen güzeller!
Bizim oralara gelir misiniz?
Üğrünür gidersiz; keklik misiniz?
Başka yok dünya’da, teklik misiniz?
El uzatsak acep, yokluk musunuz?
Yaktığınız canı, bilir misiniz?
Kaşı kalem, gözü boyalı güzel!
Etek kısa, yaka oyalı güzel!
Sayılar tükendi; sayalı güzel!
Sonraki sayı kaç, bulur musunuz?
Elleriniz, çalı kuşu ayağı,
Tırnağınız, sanki sincap soyağı,
Döşünüz var, iki dağın koyağı,
Kelebeğe dulda olur musunuz?
Kimi siyah, kimi sarı saçları,
İki bayırı da, döver uçları,
Yürüdükçe, ırgalanmak suçları;
Lütfen tedbirini alır mısınız?
Hayret! Bükülüyor mermer sütunlar!
Tırnağı boyanmış, ayak mı bunlar?
Topuğunda bir mıh, üste dursunlar…
Çarıkla, çorapla ölür müsünüz?
Ulvi’yem, görür de dayanır mı can?
İçini gösterir, bedeni bir cam,
Gözlerini bırak, her yanı mercan!
Siz cennet içinde, kalır mısınız?
18 MART 2012
Kayıt Tarihi : 9.11.2013 10:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!