Gün ağarıyordu yavaş yavaş.
Sabahtı ve kuşlar ötüyordu yeni güne doğru
Ve ağır ağır kar yağıyordu Ankara’ya
Ne böyle bir şey görülmüştü
Ne de duyulmuştu uzun zamandır,
Ve hayat o kadar hızlı geçiyordu ki
Fark etmedi kimsecikler! ...
Sabaha karşı beş suları;
Tren garının tenha tarafında
Bir bankın üzerine oturmuş genç kız
Saatten korkar gibi sinmiş,
Gömülmüş eski paltosunun içine
Oysa hava o kadar sıcaktı ki! ...
Yaşanan hayatlar vardır,
Bir o yana bir bu yana sallanan gemiler gibi.
Sevgiliye verilen çiçekler vardır,
Bir de vazgeçemediğim, geçemediğimiz papatyalar!
Sonra gökyüzünde yıldızlar vardır
En güzel isimleri verip, sahiplendiğimiz,
Ve her akşam görmekten mutluluk duyduğumuz!
Bir de sen varsın unutmadığım,
Ta içimde bir yerlerde, saklı! ...
Gece! ...
Uyku tutmuyor nedense bugünlerde.
Sonra sen geliyorsun aklıma, hem de hiç
Ummadığım bir zamanda,
Tıpkı bir radyoda çalan maziden kalma şarkılar,
Ya da bir ozanın sevdiğine yazdığı güzelleme gibi! ...
Ezgilerin, notaların arasında kaybolan
Yepyeni bir yaşam gibi bir şey bu
Ve ben hala uykusuz gecelerin esiriyim,
Gece kuşlarını ve müdavimlerini ağırlıyorum
Evimin baş köşesinde! ...
Kayıt Tarihi : 14.2.2005 16:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!