Güzelim Sen Yoksa Şavşatlı mısın

Saçların dökülür ince belinden
Hiç farkın yok gibi Artvin ilinden
Sanki bal damlıyor tatlı dilinden
Güzelim sen yoksa Şavşatlı mısın

Güneşe yakın mı adresin, yören
Her zaman bu mudur yöntemin, tören
Goncadır zanneder yüzünü gören
Güzelim sen yoksa Şavşatlı mısın

Yürüken izlerin haleye benzer
Karşımda duruşun kaleye benzer
Endamın solmayan laleye benzer
Güzelim sen yoksa Şavşatlı mısın

Bizde sana bu ne, bombadır derler
Seni seven yiğit kalbinden terler
Titriyor baksana bastığın yerler
Güzelim sen yoksa Şavşatlı mısın

Gözlerin bir başka yüzün bir başka
Kaşların insanı koşturur aşka
Dudaklar maşuki, zülüfler meşka
Güzelim sen yoksa Şavşatlı mısın

Yolunu şaşırır suyundan içen
Aklını kaybeder yanından geçen
Cennetliktir seni yar diye seçen
Güzelim sen yoksa Şavşatlı mısın

Karanlık günlere ışığın saçmış
Bağrına bastığın taş çiçek açmış
Demek ki tuttuğun her şey ilaç mış
Güzelim sen yoksa Şavşatlı mısın