Güzel yarınların kızı,
ben çoban kılıklı aşık,
yarını olmayan belki,
ama kapına gelmişim,
tık tık,karşına dikilmişim...
elimde kurumuş bir çiçek
sana vermedim attım yere,
sende kahkaha atmasaydın
belki o kurumuş çiçek
yeşerecekti elinde...
biranda muhasebesini yaptım,
bir hızlı dönüşüm vardı geri
sen masallardaki periydin
ne yapacaksın,böyle bir prensi?
dur,dedin.durmadım
arkamdan koştun
çektin kolumdan,
_al! dedin,
manalı baktım yüzüne,
o zaman daha da anladım.
ben senin sevgine
sende benim sevgime layık değilsin...
hanımefendi dedim
_ben dilenci değilim...
...
_ya neye geldin,
ne işin var kapımızda?
sustum,sustum
başımı önüme eğdim
sırf yine gül diye
_seni sevdiğimi söyleyecektim,dedim...
...
hatta bende güldüm
ama sen gülmedin
şöyle bir tipime baktın,
senin neyine sevmek,der gibi
bana öyle geldi
yanılmışım
_yakışıklısın, dedin
özür diledin benden
_ben bu evin hizmetçisiyim dedin
üzerimdeki elbiseler hanımımın...
...
sanki güneş bir daha doğdu battı.
yere attığım kurumuş gülü aldım
_madem ki öyle,dedim al
bunu sana getirmiştim...
kız öyle bir gülme gülüyordu ki
dünyalar benim oldu derken
asıl bombayı patlattı,
ve hala kulağımda çınlayan
şu sözleri dedi
_salak,aptal
şaka yaptım,şaka yaptım...
dünyalar başıma yıkılmıştı işte
o güzel yarınların kızıydı...
SON
Kayıt Tarihi : 10.8.2005 09:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!