denizi gören bir bankta, diz dize oturuyorduk ve ara sıra yaptığı gibi, aniden bana doğru dönüp “hadi bana güzel şeylerden bahset.” dedi.
o gün önceleri yaptığım gibi, bir hikaye anlatmadım, bir şiir okumadım yada bir kuştan bahsetmedim.
o gün, ona saatlerce kendinden bahsettim.
yüreğimdeki yerinden,
onu gördüğümde ellerimin titrediğinden bahsettim.
hiç duraksamadım ve hiç yutkunmadım.
“…bu yaşıma kadar birçok şehir gezdim ve birçok kadın tanıdım. fakat senden daha güzel şey ne gördüm ne de duydum.” diye bitirdim.
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.