MİLLETVEKİLİ ADAYI BAĞIMSIZ İSTANBUL 1 BÖLGE 2011
Bir sonbahar akşamı,dışarıda yağmur,
Sevdan kor olmuş gönlüme vurur,
Gönlüm uzak diyarlarda savrulur,durur
İsterdim bende bir sevgili, arada bul,
Duy,dinle beni güzel kentim İstanbul.
Bir rüzgar eser,gönlüm derbeder,
Sen benim sarhoşluğumsun
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Devamını Oku
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Sizi ve şiirlerinizi bu güne kadar okumadığım için
sizden özür dilerim.İstanbul bü şiirde şaha kalkmış.
Başarı şiirinizde,şiirinizde başarılarda sizinle olsun.
Tebrik'ler...
Doç.Dr.Leyla Mansur.
Sayın Günay'lar İstanbul aşkınız hiç bitmesin.
Çok güzel kaleme alınmış, İstanbul şiirleriniz var.
Başarılar diler,saygılarımı sunarım.
Sayın Günay,
hem görsellik itibari ile,hem yapı ve içerik ile hem de konusuyla harika bir eser yazmışsınız...
Bu şiiriniz yarışmada harcandı.Çok iyi bir kaynaktan aldığımız istihbarat bu yönde idi,hatta çıkacak olan kitapta da engellendi.
Saygılarımla.....
Kadim dostum,senin İstanbul sevgini satırlar anlatabilirmi,mümkünmü..Usta kalemin hep yazsın.Bir gün hak ettiğin yerde olacak bayrağı dalgalandıracaksın.Başarı hep seninle olsun,
saygılarımı sunarım.
Prof.Dr.Ömer Dinçer
Fatihin Fethettiği , Şairin Keşfettiği
Canım İSTANBUL
Çıkıp geliyor hayalin beni saran geceden.
Denize karıştırıyor inatçı yakınışını ırmak.
Terk edilmiş, gün batımındaki rıhtımlar gibi.
İstanbul ,ayrılık saati bu
Yağıyor yüreğime soğuk taç yaprakları.
Ey yıkıntı uçurumu, vahşi mağarası kaza geçirenlerin.
Sende toplanır savaşlar ve uçuşlar.
Yükselir senden şarkı kuşlarının kanatları.
Bir uzaklık gibi yuttun her şeyi.
Deniz gibi, zaman gibi sende battı her şey!
Saldırı ve öpüşün mutlu saatiydi o.
Deniz feneri gibi parıldayan o esrime saati.
Uçuş korkusu, kör dalgıç öfkesi,
çalkantılı esrikliği aşkın, sende battı her şey!
Kanatlandı, yaralandı ruhum pusun çocukluğunda.
Kayıp keşif, sende battı her şey!
Sarıp sarmaladın acıyı, tutunuyorsun arzuya,
kendinden geçmişsin üzüntüyle, sende battı her şey!
İttim gölge duvarını geriye,
arzu ve eylemin ötesine, yürüdüm gittim.
Ah, ten, benim tenim, sevip yitirdiğim kadın,
seni çağırıyorum yaslı saatte, sana adıyorum şarkımı.
İçine aldın sonsuz sevecenliği bir fanus gibi
ve tuz buz etti seni sonsuz unutuluş.
Oradaydı adaların kara yalnızlığı,
orada sevda kadını, sardı kolların beni.
Susuzluk ve açlık vardı, meyveydin sen.
Acı ve yıkıntı vardı, mucizeydin sen.
Ah İstanbul, bilmem nasıl erittin beni
ruhumun toprağında, kollarının arasında!
Ne korkunç ve ne kısa oldu sana olan tutkum!
Ne zorlu ve ne esrik, ne gergin ve ne aç.
Öpücükler mezarlığı, sönmedi hâlâ yangını mezarlarının
yanar hâlâ kuşların gagaladığı verimli dalların.
Ey ısırılmış ağız, ey öpülmüş organlar,
ey aç dişler, ey sarmalanan bedenler.
Ey umut ve çabanın çılgın bağlanışı,
içinde kaynaşıp umutsuzlandığımız.
Ve sevecenlik, su ve toz kadar hafif,
başlar sözcük belli belirsiz dudaklar arasında.
Yazgımdı bu içinde geçti özlem yolculuğum
ve orada yıkıldı özlemim, sende battı her şey!
Ey yıkıntı uçurumu, içine düştü her şey,
çekmediğin hangi üzüntü kaldı, hangi dalgalar kaldı
seni yutmayan.
Yine de seslendin, şarkı söyledin dalgalardan dalgalara.
Dikilip bir gemici gibi pruvasında geminin.
Çiçek açarsın şarkılarla hâlâ, hâlâ kırılırsın akıntılarda.
Ey yıkıntı uçurumu, açık ve acı kuyu.
Solgun kör dalgıç, derinliklerin bahtsızı,
kayıp kaşif, sende battı her şey!
İstanbul, ayrılık saati bu, hoyrat, bu gibi saat.
Gecenin tüm zaman çizelgelerine işaretlendiği an.
Sarar kıyıyı hışırdayan kuşağı denizin.
Yükselir soğuk yıldızlar, göç eder kara kuşlar.
Terk edilmiş, günbatımındaki rıhtımlar gibi.
Titrek bir gölge kaldı ellerimde oynaşan.
Ah, her şeyden uzak. Her şeyden uzak.
İstanbul, ayrılık saati bu.
Canım Arkadaşım Anlayana.........
Şairlerin sultanına.
İstanbulu bizdeğil,istanbul bizi aldı.
O dağların soylusu küheylan yolda kaldı.
Beton duvarda hapis, yayalam yürekte kaldı,
değil biz istanbulu istanbul bizi aldı.
Akrabalar el olmuş gözlenen yol yel olmuş.
İstanbul bizi aldı insanlık yolda kaldı.
Cenneti soldurmuşlar betonla doldurmuşlar.
İstanbul mahzendeki küflü tabloda kaldı.
İnsanların içi boş kim içlerini çaldı?
Fatihin sevgilisi sanattan geri kaldı.
Beyinleri çıkarıb samanla doldupmuşlar.
Yüreklerden sevdayı manukyanlarmı çaldı.
Bizi bizden calanlar ruhumuzuda caldı.
Boğazın hatırası truvalarda kaldı.
Çağlara ufuk açan çağ gerisinde kaldı.
İstanbul truvada bizede varoş kaldı.
Mehteranın haşmeti imdi gölgede kaldı.
Fatihe fatihayı bethhovndan devlet çaldı.
Şaiirin yüreğinde gerçek istanbul kaldı.
Yinede umutvarız yeni güne az kaldı.
Eşek meydanda kişner,atlara fayton kaldı.
Bizede gemileri gökten yürütmek kaldı.
Çağların anahtarı miras dedemden kaldı.
Pusatımı kuşandım bir tek besmelem kaldı.
Necati Gedikoğlu..
Hem görsellik itibari ile,hem yapı ve içerik ile hem de konusuyla harika bir eser yazmışsınız...
Sizin bütün şiirlerinizi zevkle okuyorum ve de şair arkadaşlara yazdığınız yazılardan mutlu oluyorum.
Gerçekten teşvik edici yazılar bu alanda yetişen genç arkadaşlara şevk verecektir.Üstad sen yazmaya devam et biz sıkılmadan okumaya devam edeceğiz.Sevgi ve saygılarımı iletirim.
Bu şiirinizi de tebrik ediyorum yüreğinize sağlık...Mehmet Karlı
Sana olan tutkum bir ömre bedel,
Tüm güzelliklerin beni içine çeker,
Mutluluk buradadır zengin ile fakire,
Duy,dinle beni güzel kentim İstanbul...
Üstadım, güzel kaleme alınmış bir İstanbul şiiri.
Ne güzel bir yürektir bu.Size boşuna Şairlerin Sultanı dememişler.Üstadım sen yazmaya devam et,biz zevkle okuyacağız.Sevgi dolu yüreğin,insanı mutlu eden kalemin bir ömür yazmaya devam etsin
Şairlerin sultanına ,sevgi ve saygılarımla.
cok yazamak istedim istanbulu istanbula!seni neden hala göremedim ben diye.oysa cok seveni var bilirim...istanbul seni sevsem,seni sevenlerden sevme payi düsermi bana.......?......tebrik ederim hocam :) herseye ragmen bu güzel siirinizle tebessüm ettim....sizi okumaya devam edecegim...Yakup Icik melle/almanya
Bu şiir ile ilgili 16 tane yorum bulunmakta