gövdesine sarılan kuru sarmaşığı
gövdesi genişledikçe içine hapseden
ardıç gibi saklıyor acılarını,o
melek geçti oynayan kuşların telaşıyla
rengarenk anıları avutan,o
o,yüzündeki çizgilerde gezinen çocuklar
göz yaşlarıyla arınmış taç yaprakları
aslan ağzı
begonya
mimoza
sepetlerden kalp almalara düşen
mahzun fulya, o
demin zulası
şeb’in karası
Bingöl’lü şaşkınlık
Kadıköy’ün eski halleri,o
onun elleri
güzel çiçekler güzel şarkılar da durur,o
ellerini ellerimden hatırladığım
ılık kahkahalar atan ateşbaz,o
bir şehrin şen boylu çıkmazında
rivayettir,o
yüzler ellerdeymiş kadar ukdedir biraz,o
kuş çeşmesi kadar şıkır mıkır
düş oğullar kadar,kızlar kadar biraz
kapı arkasındaki aynanın tafrasıdır
bir güldü mü çiçekler düşüren, o
çağrıldığında gümüş ziller çalan
mavi bir tenhada sihrin ve küfrün
amentüsü, o
annem diyesim geliyor
yüzünün atlasını okudukça dalgın
çarşambayı cumaya bağlayan gece
annem diyorum
annem işte,o
kül mü duman mı oyununda hep
ateş olan.o.
safir tenin en saf uzantısı
zümrüt enlem ametist boylam
ne anlatsam az gelecek nidası.o
kimi sevsem sevme hovardası
sevmenin elifbası
annem benim.o.
Kayıt Tarihi : 28.6.2008 00:53:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yayınlanmamış şiirleri böylesine ulu orta paylaşmak huyum değildir pek.En azından uzun zamandır böyle.Ama bu şiri yazarken de, okurken de içim biraz buruktu.Neden annelere fazla şiir yazılmaz diye düşünürdüm.Ama şu da bir gerçek ki en yoğun en karşılıksız sevgidir o ve en zor anlatılan. Sanırım azlığı bundandır.Paylaşmak istedim Sevgiler
Duyguya saygılar
Allah sağlıklı uzun ömürler versin..
behruz dijurian
TÜM YORUMLAR (4)