Güzel Bir Gün Görmez Gün Güzel Görmez

GÜZEL BİR GÜN GÖRMEZ, GÜN GÜZEL GÖRMEZ
Nahnü gasemna da bu nasıl taksim
Zalimin zulmüyle ezdirir beni
Buna layık mıdır ahsen-i takvim
Bir deli divane bezdirir beni
*
Her cevri cefası gönül ehline
Himmeti sefası kavmi cehline
Bir bade vermemiş Yusuf nesline
Meyhane meyhane gezdirir beni
*
Kul mu olmalıyız şaha sultana
Yol mu olmalıyız cine şeytana
‘Ol! ’ demek bunca zor mu söyle sana
Namerdin önüne dizdirir beni
*
Bir yanımda kahpe dünya cenneti
Ademin ruhunda nefsi şehveti
Ataş diye yazmış aşkı hasreti
Pervane pervane azdırır beni
*
Zalimin cebinde banka defteri
Kurumadan ödenir alın teri
Yoksul musun ne bu bakal defteri
Günahkar yaratmış kızdırır beni
*
Güzel bir gün görmez gün güzel görmez
Huriyi şarabı yaşarken vermez
Veresiye işe hiç aklım ermez
Her daim tüccarlar kandırır beni
*
Zihni natıkamı yorar dururum
Nasılı niçini sorar dururum
Işığı ve aşkı arar durum
Mestane mestane gezdirir beni
*
Tüm putları ‘La! ’ deyip yıkmışım
‘La! ’ deyip yükü mülkü yakmışım
Aşkı âlâya ‘La! ’ ile çıkmışım
Levhi mahfuzuna yazdırır beni

Mahmut Nazik 18 04 2016
LA: hayır veya yoktur anlamında Arapça olumsuzluk edatıdır. ‘La ilahe illa Allah.’
. “Doğrusu, gerçeğin sağlıklı ve yalın bir biçimde bulunması için uygulanması gereken metod LA (hayır) ile başlamalı… Böylesine bir metodla bulunan gerçekler hem güvenilirdirler hem de bulan tarafından çok daha iyi takdir edilirler. La (hayır) kritik düşünmenin alametidir. La ilahe illa Allah. Doğruyu bulmak için önce tüm varsayımları reddedebilmeli. Kuran’dan yüzyıllar sonra gelen Descartes hala LA ile başladığı için Batı Felsefe tarihinin en büyük filozoflarından biri olarak anılır. Evet, Descartes’in felsefeye en büyük katkısı LA’yı vurgulamasıdır. İlginç, ama gerçek. LA’dan yola çıkarak, her şeyi sorgulayarak yüzde yüz emin olabileceği bir gerçeği yakalıyor: “Düşünüyorum, sorguluyorum, kuşku duyuyorum; o halde varım.” diyerek başlıyor ve oradan Allah’ın varlığını ve daha sonra maddi alemin varlığını ispat etmeye çalışıyor. LA çok önemlidir. LA ile başlamayanlar müşrik ve dogmatik olurlar.” Edip Yüksel
NAHNÜ KASEMNA: "biz onların dünya hayatında geçimliliğini aralarında böldük. (zuhruf 32) ayetinden alıntı olan "nahnü gasemna" sözü allah'ın kainatı yaratmadan önce her kulun kısmetini belirlemiş olduğunu ve kimsenin kısmetinin kimseye gitmeyeceğini anlatır.
AHSEN-İ TAKVÎM
Bu tabir, Tîn sûresinin 4. âyetinde geçmektedir. Âyette; "Andolsun ki biz insanı en güzel biçimde (ahsen-i takvîm) yarattık" denilmektedir. Bu ayette geçen "Ahsen-i Takvîm" ifadesi insanın; ruh ve bedeni ile en mükemmel şekilde yaratıldığını, boyunun düzgünlüğünü, endamının eşsizliğini, dileyen, isteyen, düşünen, konuşan, yazan, anlayan, anlatan ve sanat kabiliyeti olan; hakkı bâtıldan, güzeli çirkinden, iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan, hayrı şerden, tatlıyı acıdan ayıran akıllı bir varlık oluşunu ifâde eder.