Tarihi görkemli, kadim memleket,
Çağlara uzanır başı Bayburt’un.
Yemyeşil doğası, huzur, bereket…
Mümbittir toprağı, taşı Bayburt’un.
Yiğitler diyarı, serttir havası,
Hakikattir yolu, haktır davası,
Memlekettir daim büyük sevdası,
Vatandır, millettir düşü Bayburt’un.
Azalmış nüfusu göç vere vere,
Boşalmış köyleri büyük kentlere,
Mührünü vurmuş her gittiği yere,
Doğrudur, düzgündür işi Bayburt’un.
Kar yağınca olur, bembeyaz dağlar,
Ne dereler akar ne Çoruh çağlar,
Her taraf kapanır, her yer buz bağlar;
Meşhurdur soğuğu, kışı Bayburt’un.
Abdülvehhap Gazi, Şehit Osman’ı;
Bozguna uğrattı nice düşmanı,
Yazdı Kop Dağı’nda şanlı destanı,
Yücedir dumanlı başı Bayburt’un.
Ketesi, pidesi, döner, tavası…
Tel helvası, kuymak, imir dolması…
Bayburt’ta yemeğin yenir en hası,
Dillere destandır aşı Bayburt’un.
Şair Zihni, Dede Korkutları var,
Bağrında pek büyük veliler yatar,
İrşadi, Hicrani, Ağlar Babalar…
Eksilmez gözlerden yaşı Bayburt’un.
Camiler, türbeler, meşhur kalesi…
Vurur asırlara şanlı gölgesi,
Büyüler göreni, duyan herkesi;
Bulunmaz bir başka eşi Bayburt’un.
Kasım 2007
Kayıt Tarihi : 31.12.2017 19:54:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!