Dün Delme nehrinin kıyısında yürüdüm
Yapraklar hışır hışır uçuşuyorlardı
Sonbaharın düşen bu som yapraklarını
Adeta ilahi bir el süpürüyordu
Bir banka oturdum, hava da epey serin
Olsun, içim yanıyor mevzusu pek derin
Durgun akışının seyrine daldım nehrin
Bir senfoniydi, akışta çıkan seslerin
Bakındım etrafa, kimler var bencileyin
Kendisini yalnızlıktan soğuğa atan
Üç beş ihtiyar çift yürüyordu nazenin
Dayanarak eş bastonlarına hayattan
Parka kimi kelple gelmiş, kimi eşiyle
Bense oraya zor taşıdığım hüznümle
Hava soğuk, yüzüyor ördekler neşeyle
Titreyip durdu elim, ayağım, dizimle
Seyre dalarken nehirle hüznüm de aktı
Uçuşan kuşlar sessizliğime ses kattı
Soğuk rüzgar, ağaçlar, savrulan yapraklar
Sonbahar; veda istasyonu, hüzün hattı
Manzara kurşuni, kararmış sular, gökler
Yeşil çimlerin üzerinde, som yapraklar
Rüzgarın esişi, bir ses efekti ekler
Yaşam ağır,sevmek zor,hazan hüznü bekler
Mevsim çatıp, yapraklar gazele dönünce
Demek herşeyin bir sonu var, düşününce
O zaman daha çok sarılırsın inanca
Dersin! Yaşadım mı ben imanımı insanca
Yaşatmadılar, sevmediler ki sevelim
Bir inkisar çöker, boğulursun içinde
Gözden yüze süzülür, yaşlar ince ince
Yüze vurur, yaşanmamışlıklar derince
Gazeller üzerime düşüyorken tek tek
Bakındım etrafa, nedense az ürkerek
Telefonda biri, ağaca yaslanarak
Belli ki, üşüyor, ağlıyor bekleyerek
Gazeller uçuşuyor, artık mevsim hazan
Suda, havada, ağaçta, tende, duyguda
Güneş ısıtmaz, buluttan çıksa da bazen
Herşeyle gitme vakti geldi diyor zaman
Ve ben gidiyorum......
Yüksel OsmanKayıt Tarihi : 21.11.2016 22:34:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!