Güz Ve Gece Şiiri - Selami Karabulut

Selami Karabulut
40

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Güz Ve Gece

GÜZ VE GECE

I

rüzgârın da dili vardır
salınırken kıyısız bir denizde

yıldız aşırdığı geceler
düşlerini kimselere kaptırmayan
ağılı bir mızrak
yazar sararmış yapraklara
kirli suları delen hasretini

ömrüm dese ağrıyan yanı
sussa eski bir alışkanlık
sığındığı korku

ipince bir sızıyla başlar
hiç olma kaygısı

kör kuyulardan çekilmiş güz çalığı
solgun bir ışık düşerken
alır yedeğine yalnız ve yalnızca
uzaklardan getirdiği anıları

yazdan kalma son fesleğen kokusuyla
gömülüp sularına akşamın...

gecenin de bir türküsü vardır
günebakanların susarak söylediği

küsküsü, hep derine inen
II

gece yoksunmuş bir gülüşle
ipince ağıyor sessizliğime

döverken üşüyen kıyılarını
kendine yeni bir ses aramada
yatağını yitirmiş bir ırmak

kayan bir yıldız kadar tedirgin
aniden dağıldı dağılacak
kırmızı bir duvar ardında
yalnızca kendi acısına demlenen
yoksul, gölge bir yalnızlık

ne arta kaldı ki geriye
mevsiminden önce düşen tavdan
eski bir ezgiyle söylenegelen
yalnızca yeni kederlerin yazıldığı
anılardan başka

kırık bir testidir avuçlarım
neyi anlamaya çalışsam
pul pul dökülüyor kirpiklerim
dilimde tadına doyamadığım
sağır bir ayyaşın küfrü
yeniden yoğurmada mayasını
yalanlar ortasında kalan gün

her şey kendi aslından ne kadar uzakta

III

yüzümün silinen gölgesinde
kirli rüzgarların bıraktığı pas
kurutulmuş çiçekler gibi suskun
anısız aşk kadar duldasız
yaprak dökümü mevsiminde
yorgunluğumu gölgesine verdiğim ses

ayarı bozulmuş zaman sarkacı
döverken gecenin sessizliğini
çırılçıplak yarım kalan sözler
anılar sığınılacak saçak altı kadar
gidip hangi yağmurlara tutsam yüzümü
hangi fısıltıya uzatsam elimi
bağdaş kurup bir sardunyanın dibinde
hangi suyla ağartsam içimdeki taşları

aşınan şeylerin acısıyla konuştuğum
her sözcük tozlanmış birer buhar
susuz bırakılmış gibi saksıda
gölgesinin ağırlığından bükülüyor beli
tenimde çürüyen karanfil dövmesi

IV

hep düşünmüşümdür
gün dönerken geceye

yalnızlığını
dört duvar arasına gömen

sarar gibi
durmadan yenilenen yarayı

nasıl da avutur kendini
bir hiçliğin ortasında

uzak neonlar yanar söner gönlünce
her biri bir yaşam simgesi

bir yüreğin atışı

oralarda
bir yerlerde olmalı

tersyüz edilmiş alışkanlıklar kadar zor
hiç vazgeçilmeyecek tutkular gibi derin
düşlerime adres olan kadın

oralarda
bir yerlerde olmalı

o da düşünür mü beni
benim onu düşündüğüm gibi
bir yoğunluğun ortasında

Selami Karabulut
Kayıt Tarihi : 28.5.2020 11:12:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Ali Bozkurt
    Ali Bozkurt

    güze şiirdi kutlarım

    Cevap Yaz
  • Ali Bozkurt
    Ali Bozkurt

    güzel şiirinizi beğeni ile okudum

    Cevap Yaz
  • Filiz Kalkışım Çolak
    Filiz Kalkışım Çolak

    Usul usul sev
    Yakamozlar sızlarken kumsallarımızda
    Güneş ilk suyunu içmeye indiğinde çakıl taşlarında tutunan çiylenişimize
    Gün kamaşmadan
    Gözlerinde olgunlaşmaya yatmışken
    Mayıs tomurcuklarında çığırtmadan seher
    Kelebekler kanatlarından dökülmeden
    Deltasında deli gönlün sürüklenirken yosun yeşil hayalin
    Ağartılarında gezinirken sabaha güvercin ayakları
    Tan likörü sarhoşluğuyla
    Ham sesler çıkarırken gözlerinde arkaya düşen boynum
    Kumrular düşmüşken çığlıklarından kalkan avuntularıma
    Boşluklarıma dağılan zerreciklerinden köpük kuşlarının
    Usul usul sev
    Bakışlarından damlasın vakit
    Koynum okyanusun olsun sevda !Der gibiydi...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (3)

Selami Karabulut