Güz sonu üvertürü Şiiri - Necdet Arslan

Necdet Arslan
1352

ŞİİR


92

TAKİPÇİ

Güz sonu üvertürü


ve bir çatıyı deviren rüzgar,kıştan önce kuş
ki aynı sesi farklı yerlerinden kıran çekiç,dünden sonra başka boşluk
üstüne üstlük çöl kuşları,alnından süzülen kâkülüyle bam teline
vururken notaların
bir bir kapanan kırmızı yüzlü defterler
güz ne zaman biter,bir an önce öpülse yanağından kışın

yontular… közlenen buz rüyaları,yanıtsız coşkular
zırhların güdüsünü sabote eden,bir ardıç kuşunun eksik kanatları
olsa olsa aynaya tutulan makastır,yelelerinde tuhaf gülüşü bir küheylanın
ödüncü olmalı ,yetmeyen dar zamanların ,repliği
pıtrak pıtrakken gök oyunları,savrulan tereddüdün akrep ve yelkovanı

hangi çağdan iltica eder bu kuduz şiir,ipsiz müritlerden
kontak yapan voltajıyla ve kömürleşmek bir sayrı
yalpalarken ana damarında sıralı tümcelerin ritüeli
derken ergenleşirken sıralı üç noktalar

yaşamın en güç problemi ,doğruluğu sağlanamıyor bir türlü. bitimi
eğlenceli bir yanılgıdır bir başına ölmek,evrenin teğetinde kasırga
kıyısında tahrip edilen bir arsız köhne
kaç boyutlu bir biçim kaç şaşırılası yabani bu organize sensizlik
güzün eriyişinden özge
tiksinirken bitirilemeyen şiirlerden

varılmamış venedik sokaklarından geçercesine,evet,ipek bir betona
dökülen nefes.zümrüd-ü anka yangınlarının orta yerinden ..kaçıncı
yüz ylın hatırınadır bu orgun tellerindeki esneklik.yıkıntılarımı onaran
bu aşk.küllerimi gözlerine gömen vefa.sevdamın en ortasından bütün gri bulutları yerle bir eden sevgili.başkaldıran çığlıklarımı yıkayan gül suyu

sen ne değin pervane sesiysen…yön ne yandan sağır eder zamanı
tütün niyetine sarmak da bir karanlıktır geçer gider.sen hep tomurcuklanarak
yol düşüremediğim adreste /sol yanım inci bahçesi sol yanım ellerinin altından
akan nehir.ki toprağa ve taşa kavuşmak da kurtuluş.adını sol minörün özüne kattığım nağme…

pekiştirilmiş ruhun mavisi,ah derdest edildiğim son kıt’a… tırmandığım kült yontu
öleceğim sırada beni doğuran hasat mevsimi stop düğmesindeki kibarlık hep sevişmeleri anımsatır bu bulutlar bundan dolayı damlanın sesi , ondan doğan arzular.hangi dağın eteğine varsak derlenir yağmurlar…

renkten önce özlenen taşra…yoksul mektubunu aydınlatan ışık şehri.ne güzel şeydir
dağılmayan rüyaların doğuşu içe işlerken yeniden yeniden çalkantısında boğulmak
kendim gibi olmaktan gönül oyunlarına dalmaktan…

Necdet Arslan
Kayıt Tarihi : 12.12.2021 13:53:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Necdet Arslan