Uzakların İçindeydi bedenimi aran zaman…
Şimdilerde düşlüyorduk geleceği, dünün düşlenen düşüncelerinin arkasına sığınan yarınlarda yaşanması istenen dünün gülüşleri, mutlulukları, el ele geçmiş dünkü sevdalılığın haz veren heyecanların, dünlerden kalmış hasretlerden çıkmak için var gücümüzle hayâl ettiğimiz mutlu yarınların an zamanlarını…
Aslında her an zamanlarına sığmış düşe düşmüş, eskide kalmış yaşamların yarınlara sarkmış heyecan verici istekleri bunlar…
Herkes herkesti ama “sen bende yaşamdaki heyecanımsın” dediğimiz anlarda, herkes değil, canda candı, düşüncede huzurdu, umutla yolculuk, hayâl dünyasında avuçlanan sevinçlerdi…
O yarınların düşünceleri, bu günlerin gerçekleriydi. Ve vazgeçemediğimiz yaşam ın içindeki çoğul düşlediğim, belki de tüm istekleri içine alan bir dairesel yaşamın gerçekliği idi…
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman