Bir güz sabahı
Yağmurla
Zeburdan bir cümleyle
Terk etmek istemezdim mutantan kentinizi.
Ta öbür başından koşarak gelen
Bir adamın olmadığı...
/ Kelimelerim bir şey söylemedi
Ama ya gözlerim
Öbürleri gibi salladın başını sen de
Öbürleri gibi/
Ne hasret-i sıla ne firkat-i yâr
İşliyor başka bir yare derinden.
Yine de dağdan inmiştim
İyileştirmek gibi bir iddiam olmasa da
Cüzzamlı valideleri.
Ne hummalılara ne kötürümlere müjdem oldu.
Yalnızca taşları meshettim
Okşanmamış başlar diyarında.
Tek akçem olmadı
Balık ağzından alınmış,
Ağızlarından avladım oysa onları.
Ve olmadı evvel-i dünyadan kalma sırlarım
Yine de dağdan inmiştim.
Kuşlara bakmayı akletmediniz
Neden kimse memnun değil yerinden
Bir mersiye gibi kaldım
Mutarraf dudaklarda
Ceviz yapraklarındaki karıncalaradır
Hüznüm ve muğberliğim.
Hem tül hem güneş gözlüğü aldım
Bulutlu havalar için
Yürüdüğümü gören olmadı sokaklarda.
Haksızlık etmesin boş yere Mecnun
Leyla uzak değil çöl kederinden.
Bütün kuyular serbesttir
Sürüsüz çobanlara
Başka bir himmet beklemesin,
Kayaları tepeye yorulmadan çıkarmak gibi
Yorumsuz rüyalar görmek gibi,
Harman için toprak ve rüzgar gibi.
Derûn-ı gazelde hafiyim ey yar
Oku ki bûs edeyim leblerinden.
Kayıt Tarihi : 8.8.2001 21:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!