Ne mavi mavi
Ne yeşil yeşil
Ne sarı sarı.
Ağaçları, toprakları
Ve gökyüzü
Aydın şehrinin güzü
Ve içimdeki sızı
Öyle çok benziyor ki birbirine
Ruhumun derinliklerine
mi
bu çöken acı
yoksa…
Şu kule ne
Şu teller ne
Ya şu demirler?
Söyle
Nereye bakacak bu gözler?
Bu çöken güzün
Yüzüne mi?
Yok ki yeşil
Yok ki mavi
Yok sarı
Yaşamadan ilkbaharı…
Susma
Söyle
Açın kapıları
Açın
Günışığı girsin
Girsin içeri…
Bu akşamüstü
Gönlüm kırık
Güz mü gelmiş
Bu ne böyle her yan sessiz
Güz mü gelmiş
Bu ne böyle yürek yorgun
Susma bre deli gönül
Gürül gürül
Akan çaylar duruldu mu
Apansız bir gün
Deli deli atan yürek yoruldu mu?
Susma, susma…
Bir ardıç kuşu gibi
Bir kavak yeli gibi
Penceremden gir içeri
Bana sarıları getir
Bana yeşilleri getir
Bana mavileri getir
Bana getir, bana getir
Geçen günlerimi getir
Gençliğimi, yıllarımı
Bana ellerimi getir…
Ellerim,
kalemlerim,
sevgilerim,
ümitlerim…
Bu demir, bu beton, bu karanlık
Tan ışısın, tan ışısın
Yüreğimin ışığısın
Yüreğimin ışığı gözlerin
Bana gözlerimi getir
Hayır/evet
Evet/hayır oldu mu
Günler yılları buldu mu
Döndü mü devran
Kollarımdan
yayılan
bu sızı ne
bu ses ne?
-arttırın-
(Kuyucu Murat paşa bir gün…)
-arttırın-
(Denizli-Acıpayam arası…)
-arttırın-
(Sonrası Aydın ovası…)
Geldik bugüne
bugüne ve buraya…
Ve işte evler, çocuklar
Ve ağaçlar
Ve toprak
Ve kule
Ve teller
Ve demirler
Ve duvarlar
Ve ranza
Ve yatak
Ve ben
Ve ben ve hayat…
Sürüyor yine de hayat
Gelse de güz
Yağsa da kar
Kapansa da kapılar…
12.Ekim.1987/E Tipi-Aydın
Nurittin YıldıranKayıt Tarihi : 18.4.2014 14:26:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!