Bu uzun kış gecelerinde
Ezelden eylüle giden güz yolcusuyum
İçimde mevsimsiz rüzgarlar esiyor
Sen boş ver hiç umutlanma desen de
Unutma sevmeyen yürek çoraktır
Yaş yoktur boş bakan gözlerde
Bence sen aşka kulak ver
Mutluluk çiçekleri açar kalbinde.
Düşlerimde mutluluk penceresi açılan
Yalnız geceleri severim
Yalnız gecelerde
Yıldızlarla konuşurum
Saatlerce hayalinle söyleşirim
Seni özlediğimi, sevdiğimi bildiği halde
Seni benden saklayan geceye sitem ederim
Yalnız akan nehir boyunca
Meçhule giden gece yolcuları geçiyor
Billahi bu gönül seni Ferhat gibi seviyor.
Aslında aşk karmaşık duyguları sevmez
Aşk gizli bir yangındır seven yüreklerde
Dermanı sen olan aşkı taşıyorsun sen
Farkında olmadan aşk peteği kalbinde
Nidam sanadır, sevdam sanadır
Deşti Kebir çölünde kavrulmuş yanık yüreğimde
Beni şirin gibi dağ başında yapayalnız bırakma
Yaş olup akarım Ferhat'ın gözerinden sana.
Giderken sadece sen gitmedin
Yıllardır kalbimde yaşattığım
Aşkımda gitti peşinden
Sen beni hiç duymadın
Sana o kadar seslendim
Aşkın çorak çöllerinden
Bana bu kadar mı uzaksın
Kalbimizi bir zamanlar
Yakıp kavuran aşkımızın sevgisinden
Bir gün sende garip kalırsın
Naçar bir garip gibi yaşarsın
İstesen de hiç bir şey gelmez elinden.
Bu uzun güz gecelerinde
Kalbimin en derin dehlizlerinden sana sesleniyorum
İster duy isterse duyma
İsterse menekşe gözler de beni unutsun
Dağlarda karlar erise bile
Sana olan aşkımın sevdası
Gönül dağlarımda eriyip bitmeyecektir
Sana olan aşkımdan dolayı çilem varsa
Bu yaralı yüreğim ömrünce çekecektir
Bu gönül senin menekşe gözlerinden başka
Başka birini asla sevmeyecektir
Bu uzun güz gecelerinde
Benim ne acılar çektiğimi
Seni çok sevdiğimi
Ne çok özlediğimi
Allah'tan başka kimse bilmeyecektir
Yıllardır senin için yanan garip yüreğim
Seni bir ömür boyu her gece bekleyecektir.
Ocak 2024
İbrahim YılmazKayıt Tarihi : 19.3.2024 02:28:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!