Güz Akşamları
Ne güzel yaşıyordum şunun şurasında
Kapılmadan anaforuna güz akşamlarının
Bir yol çizdi gözlerime süngüler
Taş duvarlara,
Zindanlara çıktı bir gece yolum
Başladı sorgum.
Geçinip gidiyordum kendi kendime,
Islatmadan ellerimi güz yağmurları
Mevsimsiz bir sağnağına tutuldum ömrün
Yaşamak ölümden acı olurken dudaklarımda
Gerek yok söylemedim, adımı kimseye
Başımda süngülerden şemsiye.
Sıcak bir sevgi, dost bir gülüşe hasret
Deldi beynimi soğuk bir neşter
Görmeden çiçeklerin kan damlalarını
Bir çarmıha gerildi ışığı gözlerimin
Boğuldu gençliğim dört duvar arasında
Oysa ne güzel yaşıyordum şunun şurasında
Ne kadar şerefliymiş sokakta gördüğüm fahişe
İğrenç manzaraların faili nemrut suratlardan
Bu yüzden geçtim en güzel hasretlerden
Bu yüzden sevmem güz akşamlarını
BU YÜZDEN BİR GENÇLİK KURBAN ETTİM SANA TAŞ DUVAR
SÖYLE ÖLÜMDEN ÖTE YOL MU VAR?
Kayıt Tarihi : 24.5.2006 18:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sunaların Gözündeki Yaştayım
Sesi sesimizdir, ünü ünümüz,
Gönüllere köz düşüren kaştayım.
Onda yarınımız, onda dünümüz,
Şu mezarın başındaki taştayım.
Yetmiş yerde yedi yüz dert duruyor,
Yedi sevda bir yürekte vuruyor,
Yelde sesler tellerini arıyor.
Düşlerimin buz tuttuğu kıştayım.
Her türlü çileye derde dayanan,
Çise ile kızıl kana boyanan,
Ninnilerle, türkülerle uyanan,
Sevdalara sevdalanan baştayım.
Derenin deryaya sevdası bitmez,
Toprak kanar, yüreğime kar etmez,
Hayaller az gelir, rüyalar yetmez,
Sunaların gözündeki yaştayım.
Bulutları soktum gönül bağına,
Bülbülü kondurdum gül yaprağına,
Servetimi gömdüm el toprağına,
Çıkınımda soğan, ekmek aştayım.
Zülfikar Yapar Kaleli
TÜM YORUMLAR (2)