Ben bu şehirde doğdum.
Küçük ama eski bir semtte
Beyoğlunun tam arkasında
Sıraselvilerden aşağı
Tophaneyle Taksim'in ortasında
Güvercinler konardı avlularımıza
Şanslıydım...
Denizle konuşabilir..
Hayal kurabilirdim mavinin her tonuyla.
Martılarla haber yollardım her gün
Küçücükken ayrıldığım annemin
Gittiğine inandığım o gizemli dünyaya
Hayat sorunsuz ve güzeldi
Güvercinler konardı avlularımıza
Ne oyunlarımız interaktif
Nede sanaldı dostluklarımız
Körebe,yakar top,saklambaç, bilye
Bazen savaşlarımızda olurdu elbette
Aşağı mahalleyle..
Artin'ler,Dikran'lar,Ohannes'ler yaşardı
Kemal'ler,Hasan'lar,Mehmet'ler arasında
Yabancı değildi Topik ve Lakerda
Dostluk ve muhabbetle örülmüş sofralarımıza
Gidilecek ilk evlerdi onlar bizler için..
Kurban ve Ramazan bayramlarında.
Rengarenk yumurtalar beklerdik
Paskalya yortularında
Güvercinler konardı avlularımıza...
Nasılda sıkıca tutmuştum ellerini
Sünnetci korkusunun inadına
'Erkek oluyorsun dik dur ve ağlama' demişti bana
Bir dağ gibi sırtımı yasladığım
Kirvemdi 'Rupen' amca
Ötekinin ne olduğunu hiç bilmeden yaşardık
Güvercinler konardı avlularımıza
En iyi ben bilirim..
Evet mübağlağasız en iyi ben bilirim.
Aşkın acıtan yüzünü
Nasıl anlatabilirim size
On bir yaşında vurulduğum
Ve hala esiri olduğum
O Ermeni kızını............
Olanca saflığıyla yaşardık aşkı.
Güvercinler konardı avlularımıza
Şimdi iğfal edilmiş masumiyetler pazarında
Geçmişe bakıyorum hıçkırıklarla
İki damla güvercin kanı avuçlarımda...
Kayıt Tarihi : 21.1.2007 20:24:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu ülkenin cesur evladı Hırant Dink'in anısına (Görüşlerinin tamamına katılmasamda)

tam puanımla kutluyorum Ömer bey, kaleminiz tükenmesin.
TÜM YORUMLAR (1)