Oy boynumun hasreti
Gölümün güherçilesi
Su ve köpük kolların
O uzun ince narin kolların
Nilüferler gibi huzur dolu olabilir
Ama güvercinler güvercini
Takılıp bir saplantıya
Ruh ve beden ayni anda seyahat etmeyebilir
Ateşlere atılıp her şey de yakılabilir
Elini ateşe atıp bir şeyler de kurtarılabilir
Ateş üstünde yürüyüp
Endişeni de belirtmeyebilirsin
Çatlak aynaların karşısında
Ve hatta aynaları da kırıp
Aynalardan da çıkabilirsin
Bir elin kanlar içinde
Diğeri yaşamaya dönük
Keserken ellerinle göbek bağını
Seni umursamayan her şeyle
Beni de ummadığın bir anda bulabilirsin
Ebediyen kaybettiğini düşünürken
Hazana dönende hüzün dolu yüzünü
Sırtlayıp gölgesini bir koca yaşlı ağacın
Bakışlarında hayatımızın en güzel Gowendi
Rüzgarın kendisi ney
Yüreklerimiz bu seyranının gizemli davulu
Seheri kutsarken
Bulduğu dala konan bütün kuşların duası
Issız bir akşamı tetiklemişse bahtında olup biten
Yeniyi yazmaya türemişse ellerin titremeden
Bekleme gayrı gel!
Bu an bu handa bir daha yakalanmayabilir
Ebabillerini geri çağırma beni çağır çığırına,
Parçalayıp bu taşı içinden çıkalım el ele.
Yaşar Doğam (Lolan) 11/02/09
Yaşar DoğanKayıt Tarihi : 11.2.2009 04:46:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Çağdaş şiir örneklerinden biri.
Anlamak için yalnızca dil bilmek yeterli değil.
Felsefe bilmek, düşünsel anlamda kavrayışlı ve birikimli olmak gerekiyor.
Bana esin kaynağı olabilecek nitelikte gördüm.
Kutlarım.
TÜM YORUMLAR (1)