Güvercan Şiiri - Yılmaz Sarı

Yılmaz Sarı
56

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Güvercan

Zaman: Senden önce de yokluğun ezikliği.
Onbin yıl geçti, görmedim seni. Uzaklığın saniyeler sığardı oysa. Bir gece sefasının sabah ki hüznüydüm, soğuk çağların yangın yıllarında. Arıyordum durmadan neyi kimi aradığımı bilmeden. Güneş batıyordu, karşıdaki yaşlı ağacın dibinde. Ağaca gittim. Oturdum dibinde. Beşbin yıl geçti kalkmadım yerimden. Gözümde hep o uzakları çağrıştıran dalgınlık hali. Bakıyordum neye kime baktığımı bilmeden. Sonra susuyordum yüreğimle. Bu suskunluk üçbin yıl sürdü. Konuşmak istiyordum olmuyordu. Yeni konuşan çocuk gibi geveliyordum kelimeleri dilimde. Yalvarıyordum ağaca, yardım istiyordum, yardım istiyordum dilenci yokluğumla.
O beni anlamıyordu.
Kızdım, hem de çok kızdım kendime. Kalktım altından ağacın. gittim, kendimde gittim. Nereye kime gittiğimi bilmeden.
Gidiyordum. Usumu yaşlı ağacın altında, uzaklara bakan dalgın gözlerimle birlikte paralel bir nokta da bıraktım. Dönmüyordum geri. İmkansızdı. Aynı noktaya aynı göz ve aynı yürekle bakamazdım. Nedenini bilmiyorum. O nokta, baktığım yer, şey, kişi neyse işte o. siyah mıydı, beyaz mı? Bilmiyorum.
Gözüm o nokta da kaldı, dönüp bakmadım. Usum yoktu, gözüm yoktu. Yürüdüm. Neye, k,me yürüdüğümü bilmeden.
Bu düşünceler beynimi gıgıklıyordu. Unutmak ve uzaklaşmak için koştum. Neye, k,me koştuğumu bilmeden. Koştum, koştum. Usum o naoktanın renginde kaldı.
Durdum sonra. Durduğum yerden güneş batıyordu ve denizin üstünde yakamozlar beni selamlıyordu.
-Hoşgeldin ey Şaman.
Güneş batıyordu. Ve iskelenin ucunda bir adam güneşein batışı şerefine denize işiyordu. Sokuldum yanına., dönüp baktı şaşırdım adam milyon yaşında. Gözleri güneş rengiydi adamın, saçları deniz dalgası, ellerine baktım elleri yosun kaplama. Yüreği okyanus büyüklüğünde parıldayan yakamozlarıyla.
-Hoşgeldin ey Şaman
dedi millyon yaşındaki adam, alize rüzgarları yumuşaklığında. Oturup konuştuk orada(ayaklarımızı deniz öpüyordu) ikibin yıl geçti. Anlatıyordu durmadan yakamozları, ışıltısını, yılın bütün gecelerinde, ayrı ayrı kaç yakamoz ışıtıyordu. Biliyordu. Denize işiyprdu, çünkü seviniyordu battığına güneşin ve şarap yerine sidik kaldırıyordu geceye uzanan yakamozlara. Vedalaşıp ayrıldım oradan. Aslında kimle vedalaştığımı bilmeden.
Bir buluttum ve rüzgar savuruyordu beni oradan oraya. Her kıvılcım ağlayasım vardı içimdekileri. zor tutuyordum kendimi. Bir bozkırdan geçtim. Kuraktı aşağısı, dalgalıydı bakışları. Yalvaran gözlere ağlayamadım çünkü aşk kıvılcımı çakmadı.
Gökyüzünde savruldumdurmadan. Neye kime savrulduğumu bilmeden. En son hatırladığım bir güvercin sürüsü. İçimden geçiyordu, tam yüreğimden diyebilirim. Biri takıldı orada benimle kaldı. Adı Güvercan.
Adım Samara. Dolaşırım bulmak için aşkı diyar diyar.
Yaşım Kırkbin yıl.

Yılmaz SARI
1999

Yılmaz Sarı
Kayıt Tarihi : 26.5.2020 23:55:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Yılmaz Sarı