Hatırlarmısın hani,
Küçüklüğümüzü,
Ne haşarıydık...
Kapamıştık bir maskeyle yüzümüzü,
Zavallı Mıstık dayı, hortumla sulamıştık...
Sonra gençliğimiz,Hiç rahat vermezdik birbirimize,
Hep küserdik, zaman zaman, munisleşirdik...
Bakışlarında görmek istediğimi,
Ararken hırçınlaşırdım...
Hep gururumdan;
Ve bir gün salkım söğütün altında
Kovalamaca oynuyorduk ya, hatırlarmısın?
Bana aşk dolu gözlerle bakmıştın...
Keşke kırsaydın gururumu,
Ama yapamazdın ki...
Dün yine salkım söğütün altında, anarken o günleri,
Havuz başında, gözlerimde yaşlarla seni anıyordum.
Seni arıyordum yıllar sonra,
Yıllar sonra apak saçlarımla...
Ağlıyordum yıllar sonra...
Salkım söğütün dalları suya vurmuşdu;
Ve bir anda senin gölgen de,
Suya düştü.
Kalbim duracak gibiydi;
Dönüp ardıma bakdım,
O gölge havuza gözlerimden vurmuşdu...
Kalbim duracak gibiydi...
Yirmili yaşlarımın şiir defterimden kendi şiirim...
Yüksel Nimet ApelKayıt Tarihi : 23.9.2009 18:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Dikkat edilirse Ayşecik filmlerinden yani o şamatalı Türk filmlerinden alınan bir ilham var... Şiire etki yapan unsur aslında o etkilenmeler. Bu da o yaşda çocuk ruhlu kalmış, iyi ki de kalmış yirmili yaşlarında bir kız hayalinde ki yamalarla eskiyen hayatı, yamalıyor...Yerli malı kullanmalı diye sloganlarımız vardı ve ben ipekli elbise sevmezdim şiirlerimde sümerbank basmalarından sözederim...Bir bayan eski bir kıyafeti değerlendirip giyebilir; hatta eskiyen yerleri varsa, aplike şeklinde yama da yapabilir...Bunun ayıbı yokdur, ben kendi adıma temiz iyi kullanılmış ütülü bir elbisenin, söküğü varsa diker, yırtık bir kısmına hanımlar bilirler, aplike şeklinde yama yapar giyerim...Hanımlar nasıl olsa pantolon içinde çorabımın söküğü görünmez diye asla kendinizi kandırıp teselli etmeyin...Siz bilyorsunuz ya onun sıkıntısı yater...Şimdi belki sırası değil ama bir çok kursa gidip el becerilerinizi geliştirin...Allah yurdumuza bir daha savaş göstermesin ama, ben savaş çocuğuyum ve o yıllarda ben henüz bir yaşımda iken, İkinci dünya harbi çıkmış ve ekmek karne ile satılıyormuş kıtlık ve seferberlik varmış...Şükürler olsun rabbimize şimdi pahalılık varsa da bolluk da var...Söz niye buralara geldi sorusuna ezcümle diyorum ki, beyler de hanımlar da iş yok diyip boş durmasınlar kurslara gitsinler, evlenmeyi arzu eden genç bayanlarsa mutlaka enstitülerdeki ev ekonomisi kurslarına katılsınlar teşekkür ediyorum...Nerden mi aklıma geldi geçen gün bir tv kanalında bir ulusun gençlerinin sanırım Japonların birçok kursa katıldıklarını duydum...Ayrıca memleketimizde de sık sık ekonomik krizler oluyor... Şimdi neşeli bir sonla iyi geceler dileyeyim...Şiir defterimden çocuklar için de kedime yazdığım şiiri kaydedeceğim hoşçakalın...
şiirle dile gelir
sevda yumagı nakış nakış
işlenir yürekten yüreğe
gözlerde ki parıltı
kıvamında
tatlı sert anlatımı
hoş paylaşım kutlarım
değeri şairi,
salim erben
şiirle dile gelir
sevda yumagı nakış nakış
işlenir yürekten yüreğe
gözlerde ki parıltı
kıvamında
tatlı sert anlatımı
hoş paylaşım kutlarım
değeri şairi,
salim erben
YOKSA ŞİMDİ Kİ GÜNEŞİMİZİN GÖLGESİNE SIĞINAN KÜÇÜK KIZIN ÖFKESİ Mİ DİZELERİN EN ARDINDAKİ BİLİNMEZ..
BİLİNEN HER IŞIĞIN ARDINA SIĞINAN BİR KARANLIK OLDUĞUDUR..
IŞIĞINI SAKLA ŞAİRİM....
anlatımı anlamı dili ve mükemmel resmetmesi ile şiir doyumsuz bir tabloya bürünüyor...
duyguların zaman zaman yoğunlaştığı, zaman zaman costuğu, zaman zaman kendini aradığı dünyalarda gezinirsiniz....
yine mükemmel bir gezintinin içinde buldum kendimi...
saygılarımla kutluyorum...
kaleme güç veren şüphesiz ki yürek...
hep gülümsemesi ve ilelebet şiire akması dileğimle...
selamlar...
O günlerin tadı işte ...
Ama aşk 'ın gözlerdeki hayalden suya vurması ... Çok ilginç ve güzeldi ..
Yüreğinize sağlık ...
TÜM YORUMLAR (5)