Kuşlar çırpınıyor yokluğunda bilir misin?
Yerini yurdunu kaybetmiş hepsi, sefil;
Ben onlardan ziyadeyim ne denir.
Gecelerde tanıdım açlığı hep,
Uyku aralarında ağlamayı, çaresizliği;
Yaşamı tuttum boğazından hep,
Senin saçların kıvrım kıvrım,
İçine kır papatyaları yaraşır.
Senin ellerin ince ve küçük,
Sonbahar güneşiydi, sisliydi;
Ulu kavakların sararma demiydi.
Kıpırdadı birden toprak, sessizdi;
Puslu bir sonbaharın sabahıydı,
Uyanmaya çırpınıyordu daha şehrin;
Sıcaktı yatağın belki,
Belki ısınmamıştı senin.
Vapur sesleri duyardım gece derinliklerinde.
Aylardan Kasım’dı, hatırında mı?
Mevsim de sonbahardı,
Üşüyorduk sahilde, çınarlar yapraksızdı;
Şehrin arka sokağında,
En beteri yalnızlık ayazında;
Üzeri çiğ yüklü Arnavut kaldırımında
Suya yazarım kendimi,
Herkes bilsin istemem beni.
Her anlayan beni,
Beraber kaldığımız evlerde kaldım,
Senden sonra, yalnız ve sarhoş.
Gittiğinde düşündün mü hiç kadınım,
Bir yemin daha kattım öze,
Ağlayınca sen, kısılınca sesin,
Ve daha çok susunca bana dudağın.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!