Dolu yaşanmış bir ömrün ardından
'Elinde ne kaldı? ' diye sorsalar;
Deseler ki:'Hanların, sarayların vardı;
Atların,arabaların,hânelerin vardı;
Dağların,göllerin,denizlerin,
Kölelerin,avratların vardı senin.Ne anladın? '
Bir sen bir meykedem,
İki türlü ibadetim.
Sen aşkımı taşırsın, o da şarabımı
Özge ne olsun hacetim.
Aslında kırık bir şişeden aşağılıksın,
Bilirim!
Bir ışıksın gözlerimi kamaştıran,
Bir karaltısın yolumu şaşırttıran,
Bir hecesin gönlümden dilime yoğrulan,
Bildiğim,sevdiğim tüm öykülerin en güzeli;
En yaşanılması gerekenisin.
Ol melek sûr üfleyince yerde gökte çalacak,
Ol ki ol dem âdemin kâmûsı cânın alacak.
Kâfirânın, şârikânın aklı ol gün duracak,
Yalnız ondan geçmeyenler bâb-ı cennet alacak.
Dursun da alem dizlerimin önüne,
Bu sözü almasın ana,bacı,nine.
Vesikalı ülkesinin şık aktörlerine,
Küfrü basan yaman geceler.
Yıldızlar semada sevişirken,
Nasıl çaldın bir tutam saçla yüreğimi?
Unutmadım!
Yosma gecemin karanlığına bedel tek lülesini.
Sakın ola aldanma tecahülüne Raşid'in!
Bir daha tutmak için neler vermez ki
Ellerini.
Bazen kendimi vursam diyorum yollara
Ucu bucağı olmayan hoyrat yollara
Belki unuturum beni,yalnızlığımı,hayallerimi
Diyorum yolda rastlasam bir hancıya,
Evinin de sözünün de eri bir hancıya.
Anlatsam ona deryamı,döksem bütün esrarımı.
Minik bir kuş var yüreğimde.
Azad ettim; sana geliyor.
Gözlerini semaya diktiğinde,
Sana aşkımı getiriyor.
Bugün, dünü yaşamak mümkün olsaydı;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!