Nevmit rüzgarlar indi dağların eteklerine,
İntikamcılar yollara düştü.
Lacivert'inde gecenin, telefonlara ispiyonlar.
Üniformaların kuşatmışlığında Cudi'nin, Hozat'ın,
Filintamıza, mavzerimize korkusuz telaşlar düştü.
Ellerinde Kızıl Bayraklar 'keçik'in, 'merik'in,
aşkı
ve fırtınaları
en derin yerinde bulur okyanusların
dalgalar.
yalıtılmış dokunuşlar geçer bir bir
derin kuyuların sessizliğiyle,
yarım kalmış türküler
ve bir acı söylence bırakıp geride
tanık oldu Şehr-i Manisa;
bir yoksul köy hikayesine.
ve gözyaşlarını uçurdu Niobe
korkularımın hendeklediği tiz bağırtılarla
sırtıma gebeleniyordu ölümler.
umudumu yormak bahasına yüreğim
kalyonunda arıyordu sakladığın sevdayı.
fesleğen çiçeği yanağından solmayan öpüşler,
acıya meme veren gündüzler,
yaşamın ağır bastığı gecelere
koşar kanat uçtular.
ve kanayan bir sabah çaktılar yüreknuruma,
bakışlarıma okyanusları dalga dalga astılar...
‘-sevdanın ateşi düştüğünde içine
yüreğinde kırk mum yanar.
ve bir gün;
ayrılık,
çaldığında kapını
soluk almak değilmiş yaşamak,
bakmak, görmek değilmiş.
gidişinle anladım...
..gittin...
utangaç ceylanlar gibi,
yıldızlar arasıda
..kimlik kartım mavi değil miydi benim?
*
yüzümde bıyıklarım yok muydu
ve yok muydu sakalım.
sesim kalın,
gömleğimin düğmeleri, cebi
annemden sakladığım bir gözaltının
işkence sonrası düştün yine usuma.
yağır yaraydı hücrem,
ve ben pusatsız uykuların özlemindeydim.
açtım, sigarasızdım,
şiir güzelliğince yağıyordu içime yokluğun
Sabahın ezan vaktinde
Ağladı kuzular.
Devriliyordu anaları tekbirle;
İniyordu peşpeşe keskin bıçaklar,
Yalvaran yakaran seslerine…
Ezan vaktinde sabahın,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!