Dokunuyorum nefesine, avuçlarımda izlerle,
Hiç bitmek bilmeyen bahar sevinci, güzlerle.
Belki bir gülüş, belki de derin sözlerle...
Sana, sana dokunuyorum.
Çekilmiş suların kıyısında,
Sen benim Değil Misin ?
Üşürken sıcak yatağımda,
Uyurken gecemin mehtabında,
Bazen ince bir figanımda,
Bazen de derin hicranımda,
Yakışsaydı en güzel örtü gökyüzünün mavisini örterdim sana...
Söylenseydi en içten söz şair gibi şiir gibi kelam kelam seni anlatırdım mısralarda...
Bilinseydi en gizli hazine , gider bulur ziynetleri sana takardım....
Uzaklardan bir cemre düşer ülkemize,
Sen, ben ve ötesi ağıt yakar bulutlara.
Kapılır ayrılıklara bir deli rüzgâr,
Tuğlaları kırılır yüksek duvarların.
Uslu bir aksamdadır hoş bir seda
Ansızın çıka gelse senden bir merhaba
İçimde papatyalar açar ve ruhum sana yanar
Ardından dengini arasada gürültüler senin yüreğinde susturulur..
Cemreler düşünce toprağa
Asude bir sabahın karanlığını kaldırır aydınlık
Tutulur güneş kendi cismiyle elbet bir gün.
Hayıflanir uykuda rüyalar
Yanardağ var sanki kalbimde, damlıyor içimden yeryüzüne.
Savuruyor rüzgar tenimi, üşüyor ruhum. Kederden saçlarıma aklar düştü.
Gidemiyorum buralardan; iki dünya arasında sıkışmış gibiyim.
Kalbinden çıkıyorsam, ruhunda varım…
Dilinde susuyor olsam da, dudakların da kararım.
Her ne olursa olsun, ben hep sensizim yarım…
Hâlâ senin derdindeyim…
Uzakta kalmışsa nefesin, hâlâ yüreğimde ellerin…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!