82 LXXVI
gecenin bir vakti
yanan bir yıldızda kızartarak ışıkları
çatlayıp saçılmış samanyoluna uzatmış adımlarını
işte orada!
güverte üstünde köpüklü bir destan olmuş düşleri
IV
sessizliğini dolduran gök gürültüleri gibi
ve şimdi gülüm
Agop ustanın dantel gibi örmüş olduğu duvarlarda
tutsak edilmiş köşe taşları gibisin
XIII
bedenimin gözelerinde
çıplak omuzlara tüneyen susamış bir beyaz kuşsun şimdi
gagasını öne eğerek kurumuş tuz topluyor terinden gülüm
bundandır, kurak bakışların, liman isterken Tokat’a
XIV
geçti/gitti geceyi kuşatan beyaz düşlerin
şimdi ışığın yanıyor
uykusuz sevda çağında gibi bakışların
zamana yenik düşmüş kadavra zamanların cesetleridir bu
LXXVII
kızıl imgeler!
bu!
saçlarında yaprak açan rüzgârların derin kökleridir
şu!
seyyah ağaçlarının çılgın denizi
XVI
kuşlar gagalıyorlar geceyi şimdi!
karanlıktan daha koyu ne olabilir ki
toplarken görünmezlik yaratan
seni göğe çeken köprülü/yollarda tekliyor karlı kanatların
III
şimşek ışıklarının gök gürültüleri senfonidir
şimdi!
can çekişen akşamın bağrına iniyor güneş
o kanlı ikindide kızaran örselenmiş yüzüyle
XVII
son simurglarda göçtü buradan
döne dolaşa şakıyıp durursun başkalarına
gündoğumunu dolayarak çıplak ak kanatlarına
şakırsın onlara
XI
ayakta durma, yakın gel!
uçur saçlarını
o
Hazar dağının doruklarında sıraya giren adsız rüzgârlarla
V
yaz şiir(i) topluyor
ülkemde açan gelincik tarlaları gibi
ve ben
güneşten önce inerim ülkeme
inerim günün ilk ışıklarından önce ikindiye
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!