yıldızları çekip aldım gökyüzünden
bu gece düşlerimde üşüyeceksin
sana yazdığım şiirler
o soğuk gecenin yalnızlığında
duvar arasından sızdı şimdi
üşüyeceksin üşüyeceksin şimdi
Çekip çekip gitmişim deli bulutların üzerinde
Kulaçlarım mavi ötesi kızıl dokunmaz bana
Akşamlar doldu sesimle nasıl haykırmayayım
Yar diye sineye basmışlığım olmasa
Sevmenin bedeli bu kadar ağır olmasa
An ve an acıya dokunarak
Hüzünleri takvimde toplayarak
Adımlarım sık,zamanı yakalayarak
Marmara gibi, biraz sisli biraz nemli yaşadım
Benden artan kalan ne varsa heybeme yükleyip
Kıymet verip kıymetlendirdiklerin
Kıymetini bilmiyorlarsa senin
Hüküm senin, kalem senin
Çiz onu kalbinden derin, derin
Bu hayat senin, bu kalp senin
İyi ki doğdun diyemiyeceğim
Yak bu ateşi
gönlündeki sancı ile
kalırsa bizim ardımızdan
ya bir ses kalır bizden size
ya bir dert kalır içinize
kalırsa benden sana
ya diline sürdüğüm adım kalır
Baykuşlar tünemiş pencerene
Ayrılık türküsü yakmışlar evvel zaman içinde
Rüyaların can verirken
Katran karası gecelere
Ne haberin var zamandan
Ne zamandan bir haber getirmişler
Marifetse her günahın vebalini çekmek
Marifetse bilindik hikayelerin sonunu görmek
Yolu tutsak yolu yasak düşler peşinde koşmak
Adem'den bize kalan mirastır böyle yaşamak
Bana bir adım yakınken gurbet saydığım
Bir ses duymak var ya agustos böceğinde Püskürtüyordu sesizliği en derin geceye
Önce nergisler açar ve sonra sümbüller
Eksik bir yanım ben seni hiç umutmadım
İnsanı mest eden kokusuyla sardunyalar
Kapılarda sıralanmış gelin adayı begonvinler
Aşk dediğin kırık lehçesiyle
Hayat bir abdalın ya miskinin
peşinde
Ömür dediğin ucuz bir karış
toprak
Bir nadasta bir sürümde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!