Göğsünde gürültülü bir tren istasyonu
İner biner yolcular, herkes kendi yönüne
Kimi umut içinde, kiminin hazin sonu
Kader feneri yanıp düşüverir önüne
Fenerin ışığında aydınlanan yolların
Üzerinde bir buğu, sonunda sis ve duman
Çaresiz yürür gider, boz bulanık suların
Akıp gitmesi gibi yatağında bir zaman
Yatağında bir gece huzurlu uykusu yok
Karabasan misali bir garip hikaye bu
Çölde güneş, dağda kar ve okyanusta su yok
Bu nasıl bir yokluktur, ne biçim sermaye bu
Sermayesi sırtında bir yığın düşüncedir
Durmadan dinlenmeden taşımış senelerce
Bir beşik sallar gibi, sallamışta nicedir
Uyutamamış sanki ruhunu bir tek gece
Ruhunu esir alan pervasız hayatlardan
Fener aydınlığına hasret kalmış gözleri
Sonu gelmiş yolların, yüzündeki hatlardan
Anlaşılır, gitmiştir, bu tren dönmez geri
Dönmez geri bir tek an ve artık senin değil
Mazinin raflarında çoktan aldı yerini
Koskoca bir gurbettir, dünya son durak değil
Her seferde bir derde açarsın gözlerini
Gözlerinde bir derin hülyadır her mutluluk
Varmak istedikçe sen, uzaklaşır ve gider
Sonsuz bir serüvendir, bir oyun bu yolculuk
Tren durur aniden ve oyun orda biter
Kayıt Tarihi : 8.1.2023 15:31:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!