Gurbet dediğin gülüm bir hain ağyar
Duvak yerine örtünmüş bir soğuk duvar
Ayağına takmış prangayı hadi git der serbestsin
Tutmuş her çıkışı, akıl neye hükmetsin
Gurbetmiş bir tatlı serap, bir serin buhar
Umut dediğin her yerde misliyle özlem var
Sıla denilen dört harfli bir tatlı rüya
Asıl kabus ise gurbet denilen canavar
Yakınlar bile uzak olur, uzaklarsa daha uzak
Güzel günler uğruna düştüğümüz bu nasıl tuzak
Gurbet denizde sarıldığın o yılan
Dayan buna gönlüm biraz daha dayan
On kez batar da gün duvara bir çentik çizilir
Bir saatin içine binlerce dakika dizilir
Başımda sevdanın yükü, sırtıma gurbet oturmuş
Ezildikçe naçiz bedenim biraz daha ezilir
Üç öğün aşımız umut gurbette
Bu ayrılık da biter elbet bu gurbet de
Önüne düşmesin sakın başın, solmasın yüzün
Her derdin devası Mevla'dan bir nusrette
Paslı saçım sakalım ama sanma ki derbederim
Helal rızık için gece gündüz harbederim
Aradaki mesafeleri dert etme sinene
Gönlüm senin yanında, ben orada muteberim...
Kayıt Tarihi : 18.7.2014 15:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!