GURBETTEKİ GÜL
Sen gittin gideli yıllar değil de sanki asırlar geçmiş,
Gittiğin o günden beri içime hasret ateşleri düşmüş,
O yokluğun acısı ile bana da buraları gurbet olmuş,
Sana hasretin acısı ile bu kalbim parça parça olmuş.
Sen gidince gülmek benim için yalnızca hayal oldu,
Sana olan hasretim kanlı gözyaşı olup içime doldu,
Bu gönlüm sensiz kalınca her gün yeniden kahroldu,
Seninle ufkuma doğan güneş gittiğin o an kayboldu.
Gurbetten hüzünlü rüzgâr esince kıymetini anladık,
Sensiz kalınca, vazgeçilmezimiz olduğunu anladık,
O’na giden yolu bize gösteren sen olduğunu anladık,
Bizler sensiz bir hayatın, hayat olmadığını anladık.
Hasret zehir tadında imiş, kalbim tadınca anladım,
Gurbet ateş imiş, alevleri kalbimi yakınca anladım,
Gittiğinde beraberi de beni de götürdüğünü anladım,
Hasret yarası, yalnızca kavuşunca iyileşir anladım.
Sevdalı yiğidin yüreğin de cehennem ateşi yanmalı,
Aşık denenin göz yaşları vuslata kadar durmamalı,
Onun ayakları sevdası peşinde çöller de dolaşmalı,
Sevdalı ise o,sevdiğine doğru çatlarcasına koşmalı.
Anladım ki bu benimkisi, ne aşk nede bir sevda imiş,
Bu sevda yolların da yürümek hiç de kolay değilmiş,
Bu yolun yolcuları her şeyden önce mert olmalıymış,
Sevdası uğruna başını koyup öyle yola çıkmalıymış.
Güneş diyerek yıldız böceği ile kendimi avutmuşum,
Ben o en büyük yalanları kendi kendime söylemişim,
O’nun rızasını diyip kendi menfaatlerimi aramışım,
Yüce davaya meğer ben yalnız lafta ortak olmuşum.
Gurbetten ah vatanım diye o haykırışını duydukça,
Utanırım o yaptığın fedakârlıklar aklıma geldikçe,
Hicap duyarım, yerimize o gurbetlere sen düştükçe,
Gülsem namert olsun adım, sen sılaya dönmedikçe.
Kayıt Tarihi : 5.3.2008 23:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!