Düşlerin, düşüncelerin,
Hayallerde kalmasın.
Gözlerin hep yollara
Uzaklara dalmasın senin,
Senin GURBETİN KIZI.
Bir eylül sabahı uyandığında,
İnce bir yağmur vurur pencerenin camına.
Ve memleketten ayrıldığında,
Şu mısralar düşer dudaklarına:
“Ölüm Allah’ın emri
Ayrılık olmasaydı’’
Bilirim, bir yolları
Bir de bu yılları hiç sevmedin sen,
Sen GURBETİN KIZI.
Dalından düşen bir yaprak
Toprakla buluştuğunda,
Ağır ağır bir kar yağarken
Gurbet akşamlarında,
Bahara yaklaşmanın sevincini yaşarsın.
Bir kışı, bir de gurbeti sevmedin sen,
Sen GURBETİN KIZI.
Kan kırmızı bir gelincik çiçeği
Sallanır seher yelinde, şebnemler üzerinde.
Akdeniz gelir
Okyanuslar kadar engin gözlerinin önüne.
Meltem saçlarını okşar,
Dalgalar ayaklarında.
Yakamozlar göz yaşlarında oynar senin,
Senin GURBETİN KIZI.
Gökte kanat çırpan kuşlar kadar hür,
Bir o kadar da bağlısın kurallarına.
Gündüzü mehtap aydınlatsa, geceyi güneş
Sular da tersine aksa,
Doğrulardan şaşamazsın sen,
Sen GURBETİN KIZI.
Hava kadar, ekmek kadar, su kadar
Mukaddestir sende
Memleket sevgisi, anne sevgisi.
Koynundaki resimleri dilindeki isimleri,
Bir Allah bilir, bir de ben bilirim.
Sırlarınla ölsen bile,
Mısralarda yaşarsın sen,
Sen GURBETİN KIZI.
26 11 1998
Kayıt Tarihi : 28.12.2007 22:02:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
şiirde aynı kelimeleri sıkca kullanma taraftarı değilim
selam ve saygıyla
TÜM YORUMLAR (1)