Ayışığı unuttu karları
Nerdeyse tipi çıkar
Yaralı bir keklik
Uçtu önümden
Bende kaldı kanadı
Mavi mavi ağlama gurbet akşamlarında
Tıpkı bir sır gibidir ismin dudaklarımda
Ne olursun ağlama gurbet akşamlarında
Bir gün dönerim derken
Gurbet elde tükendim
Elbet gülerim derken
Gurbet elde tükendim
Aşsam yüce dağları
Görsem bizim bağları
Geçti gençlik çağları
Gurbet elde tükendim
ömrümü yedin bitirdin
çok zalimsin gurbet
beni ne hale getirdin
çok zalimsin gurbet
tatlı olsan içilmesin
hatır gönül bilmesin
yinede vaz geçilmesin
şeytan tüyü var gurbet
Aman gurbet yaman gurbet
Yaram benim deşme derin
Halim benim duman benim
Dertlerime derman gurbet
Birinci gurbet
Cennetten ayrılış
İkinci gurbet
Ana rahminden ayrılış
Üçüncü gurbet
Memleketten, vatandan ayrılış
Dördüncü gurbetim sen olma...
Ey sevgili senin olmadığın yer gurbet
Yoksun dünya gurbet
Şükür seni göreceğim
Benim sılam cennet
Gurbet diyor Nazım Hikmet Gurbet
Gurbet diyor da Ne oluyor?
O Moskof ellerinde
Ben Ülkemde…
10.10.2000
Yollar uzar gurbet gurbet
Sis doğurur yalçın dağlar
Gönül yanar hasret hasret
Düğüm düğüm çile bağlar
gece yarısı
kaldırdı
telofonun acı zili
amcaoğlum ilhan
'başın sağolsun amcaoğlu'
anamın ağlayan sesi
telefonun öte ucunda
ve kulağımda
çınlar durur
gurbetten yaslar
Zalim gurbet acıtır içini
Kesilir nefesin tükenir gücün
Başında her sıkıntı hüzün
Nereye baksan her yer sana gurbet
Halil ÇOLAK 25/07/2006 ANKARA
Sevgiyi
Gurbete
Yolladım
Sensiz
Gurbet
Garabet
Akşamlar
Gurbette
Sensiz
İçim
Gurbet adın hüzne boğar yüreğimi
Durduramam artık yaşlı gözlerimi
Yağmur misali yaşlar akar derinden
Ah gurbet neler çektim elinden
.........................
Geceden aldım yükümü.
Ağır ağır yol görünür.
Mevsim ilk yaprak dökümü.
Gurbet gurbet yol görünür.
..............
..............
Gurbet gurbet gezdik budur ahdımız,
Sabit kalmadı ki bizim tahtımız,
Böyleyimiş gardaş bizim bahtımız,
Dünyayı seyreyleyip gezmi istedim
girmeye görsün aramiza
tüm düz yollar
dalga dalga oluverir nedense
inisler inilesi degil,çikislar çikilasi
uzun yollara 'gurbet' demisler sözün kisasi
gurbet...
körolasi
Gurbet bir sancı,
Doğumu bekleyen...
Gurbet bir acı,
Aşa eklenen...
Gurbet bir hasret,
İçimde titreyen...
Gurbet bir kaygı,
Sonu bilinmeyen...
Gurbet Elleri Nede Zor Değil mi Baba
Şimdiden Özledim Başak Tarlalarını
Şimdi Orda Rüzgar Nasıl Okuşyordur Başakları
Özledim Bereketli Toğrağı
Anlaşılan Daha Özleyeceğim Başakları,Rüzgarı Ve Toprağı
Gurbet Elleri Nede Zor Baba
Şairin hazinesi
Kağıt kalem ve sevgi
Kağıt kalem elimde
Sevgim gurbet ellerde
Ben şiiri neyleyim
Sevgisiz gurbet elde.
Gurbet,şafak vakti duyduğum hasret yuvaya,
Gurbet ne olur git! sokma beni belaya.
Göç etme vakti geldi
Gurbet kuşu
Sevdiklerim eski dostlar şimdi
Ağlasalarda arkamdan
Göç etme vakti geldi
Gurbet kuşu
18/01/2008
Bilmem kaç bahardı hasret
Kasvet içinde gurbet
Yıllar geçti gönülden
İçim dışım gurbet
Nedendir bilemem
Söylenti geleceği...
Gurbeti ben zor bilirdim
Gurbet zordan öte imiş,
Sineleri yakar derdim
Gurbet kordan öte imiş.
Geçtim ölümden gayrı neyim kaldı senden
Başka aradığın ne kaldı gayrı benden
Ararsın gurbet gurbet sorarsın her kimden
Bulamazsın nafile giden gitmiştir dünden.
GURBET
Sıla özlemiyle
yanıp tutuşuyor bedenim
sığmıyor ne geceler
ne gündüzler yüreğime
kafeste kuşlar misaliyim
uçamıyorum
dar geliyor gurbet bana.
İklimler aştım da kavuşamadım
Sığındığım ocak, sıla gurbet
Yabanadır attığım her adım
Dal çiçeğe çiçek dala gurbet
Düşmekle gelmez kuyunun dibi
Dağılmış kervanın olmaz sahibi
Göğsünde güneşi avutur gibi
Ne garip imtihandır kula gurbet
Gurbet..gurbet..
Havası özlem,suyu hasret..
Çaresiz boyun eğerken kadere
İçimden birşeyler götüren gurbet..
Burcu burcu kokan sıladır uzakta...
Yanık bir türküdür söylenen dudakta
Gönlümü yakarken sıla özlemi,
Yine yardan uzak akşam olmakta..
Bilmez gurbet acısını tatmamış olanlar,
Bilmez sıla hasreti sılada olanlar,
Bilmez ki gurbet bir bıcak yürekte,
Bilmez ki gülmeyi gurbet kuşu olanlar.
Lise yıllarımdan bir deneme: ]