Gurbet Senden, Sen Gurbetten Kaçarsın! ..

Gurbete sevdalanmış
yığınla insan arasında,
sılaya hasret çekenler garib! ..

Garib düştük gurbette;
gurbetin içinde gurbet,
ne garib? !

Garib yolun garib yolcuları olduk;
gurbetten gurbete düştük,
yolumuz garib,
sılamız garib kaldık! ..

Altın kafes, bülbüle zından,
çün bülbül gurbet bilir kafesi…
Garib olmayan anlamaz ki,
altın da olsa ¬zındandır kafes! ..

Doğduğu yeri vatan bilen
toprağın oğludur,
doğmadığı her yer gurbettir ona;
Doyduğu yeri vatan bilen
aşın oğludur,
doymadığı her yer gurbettir ona;
Olduğu yeri vatan bilen
günün oğludur,
olmadığı her yer gurbettir ona;
Hepsinin arasında asıl garib,
garib yolun yolcusudur,
doğduğu yer bile gurbettir ona! ..

Zındanda şâdlığa da şâhlığa da şâhid olduk,
şaştık kaldık;
Tahliyeden kaçanlara çok rastladık,
garib kaldık! ..

Bir beden ki muhkem kale,
kumandanı kudret dolu,
yol vermez gurbet bilsin sakini…
O kadar oyalar ki,
çokluk vatan sanır bendini…

Bülbül bile, bilir
gurbet nere,
sıla nere;
zından nere,
vatan nere! ..

Gurbet ne ki,
üç gün döner dolaşırsın,
bugün yarın vatanına ulaşırsın;
doğduğun yerse,
eşe dosta kavuşursun,
doyduğun yerse,
aşınla karşılaşırsın,
olduğun yerse,
zaten sana gurbet yoktur;
garib yolun yolcusuysan,
garib sensin;
gurbet senden
sen gurbetten kaçarsın! ..

28 Eylül 2000 Perşembe, 03:25