Bakıyorsun minnâcık yavru,elinde kur’an
Câmisine gidiyordur, yoktur önünde duran
Zorlanılmamış gitmeğe,yoktur başına vuran
Ístikbâle ümîd vaadediyor gurbetin çocukları..
Kimisinin başında örtü, kimisinde ise takke
Burası Avrupa değilde,sanki Medine Mekke
Kur’an ahlâkıyla basıyorlar, târihe altın sikke
Baktıkca zevk veriyor şu gurbetin çocukları..
Görüldüğünde doyulmuyor,hele diz çöküşüne
Hayrân kalıyor dinliyenler, bülbül gibi ötüşüne
Ímrenirsin onların melek gibi,Camiye gidişine
Kur’anın bülbülleridir şu gurbetin çocukları..
Hangi şehre varsanız, onlardan görürsünüz iz
Osman gâzî gibi,Kuran dibinde çökmüşler diz
Íftihâr ediyor sizlerle, necîb ecdâdımız ve biz
Íslâmın sönmez güneşidir şu gurbetin çocukları..
Mezberelik ve çöplüklerde biten gül’dür bunlar
Nemrûdî âteş icre, Íbrahîmi tutan el’dir bunlar
Firavnî kor ile keke olan, mûsevî dil’dir bunlar
Ne kadar bahtiyardır şu gurbetin çocukları..
Bunları gördümya ölsemde artık gam yemem
Yâ rab! Gurbet elde seni herkez unuttu demem
Rasûl övmüs sizi,ben daha fazlasını medhedemem
Bağrınız açık olsun eyyyyyyy gurbetin çocukları..
Kırcavî der ki! Yeter artık bu kadar söz
Avrupada da olsa asîldir, yaşıyordur öz
Sizleri alkışlıyor semadan,muhteşem göz
Avrupa’da târih yazıyor gurbetin çocukları..
Mevlüt Bicik
26.04.2006 saat 21.45
Esslingen
Kayıt Tarihi : 27.4.2006 12:50:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!