Bir fasl-ı hüzzamdır ki, unutturur neşeyi,
Diyarın garabeti kaplar dört bir köşeyi,
Kimine salık verir meyhaneyi şişeyi.
Başucunda oturur şu gurbet akşamları.
Bu şehrin vicdanında yoktur karalar aklar,
Kim bilir bu karanlık, ne günahları saklar,
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.