Gurbet akşamları bir başka ağır.
Sıla burcu burcu içinde şimdi.
Neylersin kadere boyun eğmek var,
Doğduğun yer nerde,sen neredesin?
Başlık parasını ödemek gerek,
Düğün için satıldı emektar inek.
İnce narin omuzların yükü çok ağır
Gurbet artık farz oldu,çalışmak gerek.
Oyalı al yazması başında,
Peştemalı kalmış fındık dalında.
Ellerinin kınası henüz solmadan
Çıkmış gurbete yayla güzelim.
Ey gözleri sürmelim,nazlı gelinim,
Ayrılık ateşi yanar içinde.
Okusun oğullar, kızlar hep işte,
Bu nasıl adalet bir de sen söyle…
Umutlar içinde birer tomurcuk,
Açacak mutlaka vakti gelince,
Açacak dağ güllerim,kardelenlerim,
Ayşegül’üm, Alime’m, Hatice’m benim.
İnsanlar çağ atlıyor,aya çıkıyor.
Neden bu genç insanlar cahil kalıyor?
Dün çiçek desteleyen ellerin
Bak bu gün ne güzel kalem tutuyor?
Uyuyup kaldın mı beşik başında
Ev halkı senden yemek beklerken?
İnek mi hastalandı sen okuldayken?
Derse ne zaman çalıştın Ayşe’m?
Okuyun kızlarım, gelecek sizin.
Uyanın uykudan bu vatan sizin.
Yarın çocuklarınız hesap sorarsa
Biz de görevimizi başardık deyin.
Kayıt Tarihi : 25.11.2007 22:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Serde öğretmenlik var ya. Emekli de olsan için durmuyor. Tıpkı; ' oduncunun gözünün yongada olması ' gibi bir şey bendeki sevda..Bir gün, çiçek almaya gitmiştik seralara derneğin masalarını süslemeye. Seralarda kadınlar çalışıyorlardı. Çoğu bezgin, umutsuz, çaresiz, bitkin.Sordum:'okuma yazma biliyor musunuz? '. 'Hayır' dediler.'Öğreteyim ' dedim.'ister misiniz? 'Evet ama izin vermezler' dediler. 'Ben izin alırım' dedim. Tek tek eşleriyle, kayınvalideleriyle konuştum. İkna edebildim.Milli Eğitim Md. lüğü ile ilgili gerekli formaliteler tamamlandıktan sonra kursumuz başladı.Yönetimdeki arkadaşlarım da özveriyle beni desteklediler.Yaklaşık onbeşgün sonraydı.okumaya başladılar. Sevinçten ağlayanlar oldu.Beni ise ağlatan sadece bir tanesinin şu sözleri oldu: 'Öğretmenim, bu günü o kadar beklemiştim ki...Ağabeylerim giderken hep özenmiştim.Utanmasam eğer bir ÖNLÜK giyip gelmek isterim okula.'Gördüm ki; kendi büyük, ama içindeki çocuk yaralı ama hala yaşıyor.Dün tesadüfen öğrendim: o kocaman çocuk kanser olmuş.Ağır bir ameliyat geçirmiş.Evdeymiş.Yıkıldım.Elbette ziyarete gideceğim. Bu şiirdekilerden biri de O...Şiiri okuyunca tanışacaksınız.
Sıla burcu burcu içinde şimdi.
Neylersin kadere boyun eğmek var,
Doğduğun yer nerde,sen neredesin?
Başlık parasını ödemek gerek,
Düğün için satıldı emektar inek.
İnce narin omuzların yükü çok ağır
Gurbet artık farz oldu,çalışmak gerek.
Oyalı al yazması başında,
Peştemalı kalmış fındık dalında.
Ellerinin kınası henüz solmadan
Çıkmış gurbete yayla güzelim.
Ey gözleri sürmelim,nazlı gelinim,
Ayrılık ateşi yanar içinde.
Okusun oğullar, kızlar hep işte,
Bu nasıl adalet bir de sen söyle…Umutlar içinde birer tomurcuk,
Açacak mutlaka vakti gelince,
Açacak dağ güllerim,kardelenlerim,
Ayşegül’üm, Alime’m, Hatice’m benim.
İnsanlar çağ atlıyor,aya çıkıyor.
Neden bu genç insanlar cahil kalıyor?
Dün çiçek desteleyen ellerin
Bak bu gün ne güzel kalem tutuyor?
Uyuyup kaldın mı beşik başında
Ev halkı senden yemek beklerken?
İnek mi hastalandı sen okuldayken?
Derse ne zaman çalıştın Ayşe’m?
Okuyun kızlarım, gelecek sizin.
Uyanın uykudan bu vatan sizin.
Yarın çocuklarınız hesap sorarsa
Biz de görevimizi başardık deyin.
Bu şiir; bir başka etkiledi beni bir duygu anaforu içine alıp farklı zamanlara, farklı diyarlara sürükledi.....
Gurbet akşamları bir başka ağır
Sıla burcu burcu içinde şimdi
Neylersin kadere boyun eğmek var,
Doğduğun yer nerde, sen neredesin?
O akşamlar ki, Gözlerin ufkun en uzak noktasına takılı kalıp, sılanın,geride bırakılanların damla damla yanaklardan süzülüp karışır akşam kızıllığına....
Bu bir parçalanmışlık hissi uyandırır her insanda, biraz terkedilmişlik duygusu.... Doğup büyüdüğün, çocukluk yılların, gezindiğin sokakların, çok ama çok uzaklarda kalmıştır...
Başlık parasını ödemek gerek,
Düğün için satıldı emektar inek.
İnce narin omuzların yükü çok ağır
Gurbet artık farz oldu,çalışmak gerek.
Bu dörtlük, bir cahiliye adetinin Şaire'nin dilinden hicvedilmesidir.Bir başlık parası uğruna Gurbet yollarına kaç Seven Yürek düştü gözyaşlarıyla bilinmez... Kaç Seven ayrılmak mecburiyetinde bırakıldı başlık parası biriktiremediğinden ötürü.. Kaç genç kızın gözleri kaldı yollarda...
Bazıları gittiler döndüler elbet,
Bazıları ise gidip dönemediler....
Oyalı al yazması başında,
Peştemalı kalmış fındık dalında.
Ellerinin kınası henüz solmadan
Çıkmış gurbete yayla güzelim....
Fındık 'HAYATTIR' güzelim Karadenizimizde.. Beklenen koca bir yıldır, emektir. Genç kızların çeyiz, öğrencinin yurt ve harçlık, delikanlıların düğün, kışın odun parasıdır... Alınteridir, göznurudur, umuttur Fındık...
Peştamal, Karadeniz simgesidir biraz... Fındık dalında peştamal... Piraziz de, Gülyalı da, Espiyede, Eynesilde, Bulancakta kaç genç kız Peştamalini asıp bir Fındık dalına Gurbet yollara düştü Fındık para etmediğin de bilinmez elbet....
Uyuyup kaldın mı beşik başında
Ev halkı senden yemek beklerken?
İnek mi hastalandı sen okuldayken?
Derse ne zaman çalıştın Ayşe’m?
Şaire; bu kez bir öğrencinin yüreğinin sesi oluyor... Olacak elbet. Çünkü o bütün bir hayatını, eğitimmekle geçirmiş, Ayşelerin, Fadimelerin, Minelerin okuldan alınıp on beş, on altı yaşlarında bir kaç kuruş başlık parası uğruna haraç-mezat satıldığı dönemleri yaşamış, acısını yüreğinde hissetmiş bir yiğit Öğretmen.....
Ey gözleri sürmelim,nazlı gelinim,
Ayrılık ateşi yanar içinde.
Okusun oğullar, kızlar hep işte,
Bu nasıl adalet bir de sen söyle…
Gözleri Sürmeli, Nazlı Gelinin Yüreği bu kez....
Sırf okusun kızlar ve oğullar diye. Ayrılmıştır belki üç beş aylık eşinden. Yıllarca kavuşmak için beklediği Sevgiliyi bu kez de üç beş kuruş kazansın, kız oğlan okutsun diye beklemeye mecbur bırakmıştır hayat....
Paldımı Düşük Adaletsiz Dünya bu......
Şiir, eğitici olduğu kadar, hüzünlü de... Eğitici olduğu kadar kendi içinde 'Küçük küçük' mutlar da barındırmakta aslında...
Saygılarımla Gözleri Umut Işıldayan Eli Öpülesi Öğretmen.....
Yorumu aşan bir şiir...
TAM PUAN. +ANT. diyerek selamlamak istiyorum.
NOT:Puanlama mekanizması arızalı, düzelince puan borcumu ödemek için geri geleceğim, şiir listemde...
Bu dünya deli
Ayakları karda
Bu çocuk ağlayamaz
Donmuş yanacıkları
Bitirmiş titremelerini
Bizi terkedeceği belli
Bu dünya deli
Gözlerindeki iz yalnızlığından
Çaresizliğinden kanamış dudakları
Kaybolmuş köyü hayallerinden
Bir kış ortasında kalmış çocukluğu
Çalıp oynayacak birazdan çengiler
Bu dünya deli
İki eli yakasında sevdiklerinin
Karlı yollarda düşürmüş bedenini
Unutmuş tandır ekmeğin kokusunu
İtip durmuşlar on iki yılını
Bir ileri bir geri
Bu dünya deli
Bu dünya deli
Acil'in kapısında mahşer
Çığlıklar sessiz
Bir ömür tükeniyor kısa mı kısa
Umut mosmor hokka dudaklarında
Hiç yoktan ölecek yetişin dostlar
Bu dünya deli
Nafi Çelik
TÜM YORUMLAR (11)