Gurbette yalnız nefes, can çekişir bedende
Her yer insanla dolsa göz arar bir aşina
Merhem olur bir çift söz vatan lafı eden de
Hasret kalmışsa bir de toprağına taşına.
Koşup düştüğü dizin kapanmaz yaraları
Yosunlu taşla tutan tükürük kınaları
Ak tülbenti islenen yufkacı anaları
Bir görüverse şimdi taç yapardı başına.
Kıpkızıl akıp duran ırmağına suyuna
Bakan meste dem vurur horonuna, toyuna
Hasret kokan toprağı doldursa şu koynuna
Özlemi dindiremez girse de yüz yaşına
Burda bakışlar donuk, hasret doruk elbette
Selâm sabah yok olmuş, hatır kayıp cihette
Türkü özlem giderir bir avazlık özette
Kaleden selam çakar kıpkızıl o arşına
Mis gibi toprak kokar tarlasında başağı
Bir başkadır ozanı dertli çalan aşığı
Memleket toprağında zevkle çalar kaşığı
Kuru soğanla yenen yavan burgur aşına.
Buraların güzeli benzemez bizim ele
Biri hicab eylemez düşseler bile dile
Rüzgarı başka eser, düzülmez nağme bile
Şarkı olmaz sırma saç, ne de kara kaşına
Fani ömrü geçiyor bir esimlik yel gibi
Zaman kayıp gidiyor köpükten bir jel gibi
Gurbet içini deler giyer zırhı el gibi
Güzü de bir bahar da ne diyeyim kışına?
Şubat 2017
Ülkü KaraKayıt Tarihi : 1.5.2017 21:09:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ülkü Kara](https://www.antoloji.com/i/siir/2017/05/01/gurbet-683.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!