Hasretliğimde küçülesi dünya,
kahrolasın — benim gibi.
Zemheri ayında,
zifiri karanlık gecelerde
umutsuzluğun çarmıhına gerilmişim.
Yangınlardayım,
üşüyorum;
bihal düşmüş yüreğim
eyvahlarla dans ediyor.
Ülkem, sensizliğin doruklarında
ütopyalarımın kanatları kırıldı.
Bilinmez yolculuklarda
umutlarım çekingen bir elvedaya dönüştü.
Tanıdık gecelerdeyim yine;
sevdalarım
sarhoş sözcükler savuruyor.
Yokluğunun varoşlarında
kavgalardayım.
Hasret mektubunun izinde kaybolmuşum;
birkaç küfür kokan sözcük,
gizemli bir haykırış bırakıyor ardında.
Çetin bir hasretle yoruldum.
Yoruldum...
Satırlar arasında sen,
eski zamanların
aydınlık yüreğinden bir haykırış.
Sisli bir yok oluşun gölgesinde
gelebilme ihtimalinde
saklı umutlarım.
Yakasındadır ahım
umut tüccarlarının,
mistik bir günün sessizliğinde
delik deşik bir serzeniş gibi.
Ve uzaklığındaki
derin uzaklığım...
Kayıt Tarihi : 14.8.2008 01:38:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiir, bir yüreğin gurbette yanışını, kırılışını ve direnişini anlatır. “Uzaklığındaki Uzaklığım”; zemheri gecelerinde çarmıha gerilmiş hasreti, kanatları kırılmış ütopyaları, varoşların kavgalı yalnızlığını ve satırların arasına sığınmış umut kırıntılarını taşır. Her kıta, bir başka yüzüyle gurbetin acısını yansıtır: İlki, karanlığın ortasında çırpınan bir yürek, İkincisi, ütopyaların yıkılışı, Üçüncüsü, kavganın ve yorgunluğun haykırışı, Dördüncüsü, sisli bir yok oluşta gizlenen umut, Ve beşincisi, tükenmeyen uzaklığın kendi içindeki derinliği… Bu dizeler, bireysel bir gurbetin ötesinde, göçün, sürgünün ve insanın içsel yalnızlığının evrensel tanıklığıdır.



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!