//..GÜNÜN SORUSU...Sizce şiirin uzunluğu ...

Şiir Perisi Grubu
220

ŞİİR


16

TAKİPÇİ

Sizce şiirin uzunluğu kaliteyi düşürür mü?

_________________________

_________________________

Hülya DAL

Tamamını Oku
  • Yaşar Cerit
    Yaşar Cerit 10.01.2010 - 15:26

    Bence de şiirin uzunluğu kısalığın kaliteyi asla düşürmez yeter ki konu akıcı bir dille yazılsın.Evet öyle bir şiir yazarsınız bir dörtlükte derinliğinin için de okuyucu kaybolur gider,evet uzun bir şiir yazarsınız hçbir mısrasında lüzümsuz cümleler kullanmazsınız ve de çok akıcıdır okuyucu bir yudım da okuyu verir sonu merak eder.Hadi haddim olmayarak bir uzun birde kısa şiirimi yazayım bu sayfaya ne dersiniz...? yazdıklarım da haklılık payım var mı ...! acaba,yoksa ben de yanılıyormuyum herkese saygılarımı sunuyorum.....



    Mavi

    Dürüst olamadık,
    Hiç birimiz.
    Nereden geldik,
    Nasılda oynadık....
    Yalan söyledik kendimize,
    İnanmadık birbirimize,
    İnandıramadık.....
    Evdeki kediyi bile,
    Öğrenmediğimiz bir şeyi,
    Öğretemedik birine.
    Soramadık maviye,
    Mavi olduğundanmı mavi,
    Yoksa;
    Denildiğindenmi mavi diye.

    Yaşar Cerit
    Adanalı Olmak

    Dışarda yağmur,
    Bir kış günü,
    Gece yarısı,
    Yıldızlar çekilmiş;
    Şimşekler çakıyor..
    Gökkubbe kudurmuş.
    Üşümemek,
    Titrememek elde mi!
    Çok soğuk,
    Zehmeri ayındayız.
    Yaş oniki onüç,
    Yeni yetmeyiz..
    Fi tarihinde,
    Külhanlar toplanıyor,
    Bu evde..
    Taksiler geliyor,
    Sessiz sessiz,
    Göremezsiniz, abilislide!
    Dolan ayı,
    Dolun ayı.
    Yerde,
    Gökte,
    Bu köyde;
    Çıt yok.
    Şimşekten başka,
    Sesde,
    Ses verende.
    Gecenin yarasaları,
    Alemin efendileri,
    Birer ikişer;
    Usulca geliyor.
    Müfrezenin yanında,
    Tam köy meydanında,
    Kafayı komutana atmış.
    Namıdeğer Ceritlerinoglu,
    Halil ağanın dölü;
    İsmet Özdemir.
    Ağzını burnunu dağıtmış...
    Bilinen üçü ölümle,
    Görünen onüçü,
    Yaralamayla sonuçlanmış.
    Dikenli bir yol,
    Öyle bir hayat.
    Duyanlara göre!
    Bu hadise,
    Çokta hafif kalmış.....
    Paşa paşa yatmış,
    Bir kafaya?
    İnfazınıda yakmış;
    Yedi sene sonraya dönmüş.
    Geçmiş olsuna gelir,
    Güzel dostları,
    Hepsi jilet gibi,
    Mongol gömlekli;
    Takım elbiseli.
    Havlunun önü,
    Tonla araba dolu,
    Şavrole fındık sekiz;
    Altı silindir derseniz!
    Bulamazsınız.
    Siyah ve beyaz,
    Ondan başka,
    Renkte göremezsiniz.
    Ağır ağabeyler Abilislide,
    Koca salonda,
    Gürül gürül,yanıyor
    Sobada ortada.
    Ciğaralar sarılıyor,
    Sohbet koyu,
    Ciğaralar yakılıyor,
    Muhabbet bi milyon.
    Bir tur dönülüyor,
    Kafalar iki milyon.
    Bu alemin raconu,
    Ortama uyacaksın!
    Yoksa uydururlar?
    Uymayacaksan......!
    Gelmeyeceksin,katılmayacaksın
    Dışardan martavalda,
    Okumayacaksın.
    Bir etek dibinde,
    Sinipte öylece kalacaksın.
    Yiğitler aleminde,
    Kurtlar sofrasında!
    Dansöz gibide;
    Kıvırtmayacaksın.
    Ağır taş batman dövermiş......
    Saygıda kusura afta yok.
    Diller dolandı çözüldü!
    Sözler geldi düzüldü!
    İnce Cumaliye,Süleyman Sırrıya! ?
    Ozanlardan sarı Remziye.
    Yeni yetmeyiz,
    Sessizce dinlemekteyiz,
    Kurşunun adres sormadığını;
    Ta ezelden öğrenmekteyiz.
    Ölümün yosuni kokusuna!
    Ölümüne meraklıyız.
    Barabellum,ummanla
    Oralardan tanışırız.
    Namı deger!
    Çeto Zekeriya,asfalt Rızalar,
    İşte bunlar Adanalılar,
    Sapına kadar;
    Adanalı külhanlar.
    Sonradan olma,
    Çakmada değiller koçum?
    Mangal gibi yürekli olanlar,
    İşte onlar;
    Gerçek Adanalılar.
    İsmet emmim,
    Adanalıyı sevmem demezmi!
    Çıt yok.
    Sıcak oda da,
    Buz gibi esinti.....
    Tekrar tekrar,
    Tane tane,
    Üstüne,basa basa.....
    Evet beyler hoşgeldiniz;
    Sefalar getirdiniz.
    Adanalıyı hiç sevmem,
    Ben Adananın çocuğunu,
    Öz çocuğunu severim.
    Gerektiği yerde de,
    Onun yoluna,baş koyarım
    Uğruna tarihte yazarım.
    Yedi düvele nam salanlar,
    Koca vezirde,deveciler
    Ceyhanda,Tarzan Mehmetler
    Adananın öz çocukları;
    Sinan paşa,yavuzlar
    Kiremithaneyi hayal ettim.
    Of be,of ki of......
    Emek mahallesini,
    Bir meydanı,
    Yiğitler diyarını.....
    İçime öyle çektim,
    Bir ciğaranın,
    Dumanı gibi.
    Hürriyeti,gül bahçeyi
    İliklerime kadar soludum..
    Düş beyazı,
    Bir hayal gibi.
    Şu sıralar.
    Dumlupınarda,
    Yiğit kaçağa düşmüş,
    Hökümetlerin giremediği,
    O mahallede.
    Aynasızların,
    Yol bel kesemediği,
    Yiğitlerin diyarında,
    Düş görür gibiyim;
    Külhanların kervanında.
    Adanalı olmak yetmiyor,
    Adanalı doğmak gerekiyor.
    Mirza çelebide,
    Adam gibi,adam olmak
    Harbiden efendilik istiyor.......
    Ölüm dediğin neki gülüm?
    Ha trafik kazası,
    Ha bir deprem,
    Yada bir körkurşuna;
    Gitmenin sevdası.
    Ölüm öte yamaçda değil,
    Ölüm beri yakada....
    Ölümede çalım atmak,
    Yiğitlerin diyarı,
    Adanada.....
    Bunları duyuşum,
    Bunları görüşüm,
    35 yıl öncesiydi.
    Şimdilerde serçe misali,
    Düşlerin otobüsü gibi!
    Uğrayıpda,uçtular.
    Geçmiş tarihin,
    Tozlu sayfalarına gizlendiler.
    Kâh Ceyhanda,
    İsmail Topçular,
    Orhan Yorgancılar.
    Kâh Adanada,
    Bir mahallede,
    Bir kahvede,
    Ara sıra açıldılar.
    Okundular anıldılar,
    Geriye tozlu raflara,
    Kaldırıldılar.
    Testinin birgün kırılacağını,
    Hiçte unutmadılar,
    Hep tetikte yaşadılar.
    Su testisiydi,gün oldu
    Su yolunda da kırıldılar.......
    İsmet Özdemir gibi! ?
    İskenderunda;
    Bir deniz kenarında
    Balıkçı lokantasında.
    Cabbar Ağzıdeli gibi! ?
    Yalakda;
    Köy meydanında.
    Asfalt Rıza gibi!
    Taş köprüde,Adanada
    Vuruldular koçum,
    Vuruldular,ama kaçmadılar.
    Kitapta yeride yoktu,
    Kaçacak delikte aramadılar.
    Yürüdüler sıkılan kurşunlara
    Yıkılana dek yürüdüler....
    Ölüme dahi güldüler,
    Garipti bu dünya! ?
    Vuranlar hep kaçtı,
    Vuranlar hep korktu,
    Vurulanlar!
    Meydanlarda kaldı..
    Sokak ortasında,
    Boylu boyunca,
    Ölülerinden bile korktular,
    Onlar ölürken bile;
    Yedi düvele nam saldılar.
    İşte onlar koçum...!
    Doguştan Adanalıydılar,
    Sonradan olmadılar,
    Harbi külhan;
    Harbiden kabadayıydılar.

    Yaşar Cerit



    Cevap Yaz
  • Sami Çimen
    Sami Çimen 11.04.2007 - 01:10

    Şirde az sözle şok şey anlatmak önemlidir.Söz çoğaldıkça doğru orantılı olarak anlamda güçlü ve çoğalıyorsa sorun yok.Zorlamadan uzun ,anlamlı,güçün dağılımını dengeli dağıtarak uzun şiir yazmak zordur.Şiir sadece duygu değildir.Zekada çok önemlidir.Güçlü şiirleri yazan şairler zekidir Ben böyle düşünüyorum yarım aklımla.Saygılar

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta