Sizce şiirin uzunluğu kaliteyi düşürür mü?
_________________________
_________________________
Hülya DAL
Biri bir koca görür rüyasında:
Yüz lira maaşlı kibar bir adam.
Evlenir, sedire taşınırlar.
Mektuplar gelir adreslerine:
$en Yuva Apartmanı, bodrum kati.
Kutu gibi bir dairede otururlar.
Devamını Oku
Yüz lira maaşlı kibar bir adam.
Evlenir, sedire taşınırlar.
Mektuplar gelir adreslerine:
$en Yuva Apartmanı, bodrum kati.
Kutu gibi bir dairede otururlar.
Bence de şiirin uzunluğu kısalığın kaliteyi asla düşürmez yeter ki konu akıcı bir dille yazılsın.Evet öyle bir şiir yazarsınız bir dörtlükte derinliğinin için de okuyucu kaybolur gider,evet uzun bir şiir yazarsınız hçbir mısrasında lüzümsuz cümleler kullanmazsınız ve de çok akıcıdır okuyucu bir yudım da okuyu verir sonu merak eder.Hadi haddim olmayarak bir uzun birde kısa şiirimi yazayım bu sayfaya ne dersiniz...? yazdıklarım da haklılık payım var mı ...! acaba,yoksa ben de yanılıyormuyum herkese saygılarımı sunuyorum.....
Mavi
Dürüst olamadık,
Hiç birimiz.
Nereden geldik,
Nasılda oynadık....
Yalan söyledik kendimize,
İnanmadık birbirimize,
İnandıramadık.....
Evdeki kediyi bile,
Öğrenmediğimiz bir şeyi,
Öğretemedik birine.
Soramadık maviye,
Mavi olduğundanmı mavi,
Yoksa;
Denildiğindenmi mavi diye.
Yaşar Cerit
Adanalı Olmak
Dışarda yağmur,
Bir kış günü,
Gece yarısı,
Yıldızlar çekilmiş;
Şimşekler çakıyor..
Gökkubbe kudurmuş.
Üşümemek,
Titrememek elde mi!
Çok soğuk,
Zehmeri ayındayız.
Yaş oniki onüç,
Yeni yetmeyiz..
Fi tarihinde,
Külhanlar toplanıyor,
Bu evde..
Taksiler geliyor,
Sessiz sessiz,
Göremezsiniz, abilislide!
Dolan ayı,
Dolun ayı.
Yerde,
Gökte,
Bu köyde;
Çıt yok.
Şimşekten başka,
Sesde,
Ses verende.
Gecenin yarasaları,
Alemin efendileri,
Birer ikişer;
Usulca geliyor.
Müfrezenin yanında,
Tam köy meydanında,
Kafayı komutana atmış.
Namıdeğer Ceritlerinoglu,
Halil ağanın dölü;
İsmet Özdemir.
Ağzını burnunu dağıtmış...
Bilinen üçü ölümle,
Görünen onüçü,
Yaralamayla sonuçlanmış.
Dikenli bir yol,
Öyle bir hayat.
Duyanlara göre!
Bu hadise,
Çokta hafif kalmış.....
Paşa paşa yatmış,
Bir kafaya?
İnfazınıda yakmış;
Yedi sene sonraya dönmüş.
Geçmiş olsuna gelir,
Güzel dostları,
Hepsi jilet gibi,
Mongol gömlekli;
Takım elbiseli.
Havlunun önü,
Tonla araba dolu,
Şavrole fındık sekiz;
Altı silindir derseniz!
Bulamazsınız.
Siyah ve beyaz,
Ondan başka,
Renkte göremezsiniz.
Ağır ağabeyler Abilislide,
Koca salonda,
Gürül gürül,yanıyor
Sobada ortada.
Ciğaralar sarılıyor,
Sohbet koyu,
Ciğaralar yakılıyor,
Muhabbet bi milyon.
Bir tur dönülüyor,
Kafalar iki milyon.
Bu alemin raconu,
Ortama uyacaksın!
Yoksa uydururlar?
Uymayacaksan......!
Gelmeyeceksin,katılmayacaksın
Dışardan martavalda,
Okumayacaksın.
Bir etek dibinde,
Sinipte öylece kalacaksın.
Yiğitler aleminde,
Kurtlar sofrasında!
Dansöz gibide;
Kıvırtmayacaksın.
Ağır taş batman dövermiş......
Saygıda kusura afta yok.
Diller dolandı çözüldü!
Sözler geldi düzüldü!
İnce Cumaliye,Süleyman Sırrıya! ?
Ozanlardan sarı Remziye.
Yeni yetmeyiz,
Sessizce dinlemekteyiz,
Kurşunun adres sormadığını;
Ta ezelden öğrenmekteyiz.
Ölümün yosuni kokusuna!
Ölümüne meraklıyız.
Barabellum,ummanla
Oralardan tanışırız.
Namı deger!
Çeto Zekeriya,asfalt Rızalar,
İşte bunlar Adanalılar,
Sapına kadar;
Adanalı külhanlar.
Sonradan olma,
Çakmada değiller koçum?
Mangal gibi yürekli olanlar,
İşte onlar;
Gerçek Adanalılar.
İsmet emmim,
Adanalıyı sevmem demezmi!
Çıt yok.
Sıcak oda da,
Buz gibi esinti.....
Tekrar tekrar,
Tane tane,
Üstüne,basa basa.....
Evet beyler hoşgeldiniz;
Sefalar getirdiniz.
Adanalıyı hiç sevmem,
Ben Adananın çocuğunu,
Öz çocuğunu severim.
Gerektiği yerde de,
Onun yoluna,baş koyarım
Uğruna tarihte yazarım.
Yedi düvele nam salanlar,
Koca vezirde,deveciler
Ceyhanda,Tarzan Mehmetler
Adananın öz çocukları;
Sinan paşa,yavuzlar
Kiremithaneyi hayal ettim.
Of be,of ki of......
Emek mahallesini,
Bir meydanı,
Yiğitler diyarını.....
İçime öyle çektim,
Bir ciğaranın,
Dumanı gibi.
Hürriyeti,gül bahçeyi
İliklerime kadar soludum..
Düş beyazı,
Bir hayal gibi.
Şu sıralar.
Dumlupınarda,
Yiğit kaçağa düşmüş,
Hökümetlerin giremediği,
O mahallede.
Aynasızların,
Yol bel kesemediği,
Yiğitlerin diyarında,
Düş görür gibiyim;
Külhanların kervanında.
Adanalı olmak yetmiyor,
Adanalı doğmak gerekiyor.
Mirza çelebide,
Adam gibi,adam olmak
Harbiden efendilik istiyor.......
Ölüm dediğin neki gülüm?
Ha trafik kazası,
Ha bir deprem,
Yada bir körkurşuna;
Gitmenin sevdası.
Ölüm öte yamaçda değil,
Ölüm beri yakada....
Ölümede çalım atmak,
Yiğitlerin diyarı,
Adanada.....
Bunları duyuşum,
Bunları görüşüm,
35 yıl öncesiydi.
Şimdilerde serçe misali,
Düşlerin otobüsü gibi!
Uğrayıpda,uçtular.
Geçmiş tarihin,
Tozlu sayfalarına gizlendiler.
Kâh Ceyhanda,
İsmail Topçular,
Orhan Yorgancılar.
Kâh Adanada,
Bir mahallede,
Bir kahvede,
Ara sıra açıldılar.
Okundular anıldılar,
Geriye tozlu raflara,
Kaldırıldılar.
Testinin birgün kırılacağını,
Hiçte unutmadılar,
Hep tetikte yaşadılar.
Su testisiydi,gün oldu
Su yolunda da kırıldılar.......
İsmet Özdemir gibi! ?
İskenderunda;
Bir deniz kenarında
Balıkçı lokantasında.
Cabbar Ağzıdeli gibi! ?
Yalakda;
Köy meydanında.
Asfalt Rıza gibi!
Taş köprüde,Adanada
Vuruldular koçum,
Vuruldular,ama kaçmadılar.
Kitapta yeride yoktu,
Kaçacak delikte aramadılar.
Yürüdüler sıkılan kurşunlara
Yıkılana dek yürüdüler....
Ölüme dahi güldüler,
Garipti bu dünya! ?
Vuranlar hep kaçtı,
Vuranlar hep korktu,
Vurulanlar!
Meydanlarda kaldı..
Sokak ortasında,
Boylu boyunca,
Ölülerinden bile korktular,
Onlar ölürken bile;
Yedi düvele nam saldılar.
İşte onlar koçum...!
Doguştan Adanalıydılar,
Sonradan olmadılar,
Harbi külhan;
Harbiden kabadayıydılar.
Yaşar Cerit
Şirde az sözle şok şey anlatmak önemlidir.Söz çoğaldıkça doğru orantılı olarak anlamda güçlü ve çoğalıyorsa sorun yok.Zorlamadan uzun ,anlamlı,güçün dağılımını dengeli dağıtarak uzun şiir yazmak zordur.Şiir sadece duygu değildir.Zekada çok önemlidir.Güçlü şiirleri yazan şairler zekidir Ben böyle düşünüyorum yarım aklımla.Saygılar
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta