Şiirde ana dil korunmalı mı; yoksa dile yerleşen yabancı kelimelerin şiirde kullanılması sağlanmalı mı?
_______________________________
_______________________________
Nesrin CANSEVER
Dile yerleşik kelimeler; artık yabancımız değiller.
Ama nasıl ve ne kadar yerleştikleri çok önemli :-)
________________________________
Sevil NİZAMOĞULLARI
Dilimize o kadar çok yabancı kelime yerleşmişti söküp atmamız neredeyse imkansız. Asırlardır yabancı dillerle kaynaşmış bir dile sahibiz. Farsça, Arapça ve Fransızca en çok etkileyen diller. Yabancı kelimelerden mümkün olduğunca uzak durmak gerekiyor dilimizi korumak amacıyla ama tamamen yerleşen kelimeleride inkar edemeyiz. Bilinçli olarak yabancı kelime kullanmak hoş değil elbette. Ama öz Türkçede kaldı mı dersiniz?
________________________________
Aydın SEVGİ
Şiirin dili şairin balıdır,
Her çiçekten almalıdır.............saygılarımla.
_________________________________
Burhanettin AKDAĞ
Şiirde ağırlık olarak anadilin korunmasından yanayım, en azından anlaşılabilir olması sağlanmış olur.
Özellikle de Osmanlı'dan beri süregelen Divan Edebiyatının etkisiyle şiirlerde Osmanlıca kelimeler kullanılıyor. Ben kendi adıma özellikle hece şiirinde Osmanlıcayı kullanmayı seviyorum. Ancak, özellikle serbest stilde yazılan şiirlerde yabancı kelimelerin (eğer yerinde kullanılırsa) çoğu zaman sırıtmadığı da görülmektedir.
Sonuç olarak, ağırlık olarak ve çoğunlukla Arı bir dil kullanımı doğru olacaktır. Yabancı ama alışılagelmiş kelimeler serpiştirilmesi iyi yapıldığında dize içerisinde kullanılabilmelidir.
___________________________
Kazim UZUN
Şiirde dil ana unsurdur bence... Bu sebeple de mensubu olduğu toplumun dilinin gelişmesinde ve güzelleşmesinde önem arzeder... Şiir, konuşulan dilin zenginleşmesinde de önemli bir etkendir... Bu sebeple zaman zaman hepimiz dilimiz üzerindeki etkilerden kurtulamasak ta şiirde ana dilin en saf şekliyle kullanılmasından yanayım...
___________________________
Feride Özmat
Sevgili Naime Erlaçin, bir şiirinin altına düştüğü notta der ki:
''Bazı eski ama eskimemesi gereken sözcükleri özellikle kullanıyorum ey şuara (şairler) . Unutulmasınlar diye. Onlar bizlere emanet edilmişti. Şimdi sıra bizde ve sizde.''
Aynen katılıyorum.
Tabi bu demek değildir ki tüm şiiri eski kelimelerle yazalım. Zaten Naime Hanım da bu anlamda söylememiş... Demek istediğim, bugünkü konuşma dilimize yerleşmiş olanların dışındakileri de gereken yerlerde kullanmanın şiirin müziğine ve anlamına hatta okuyana zenginlik kattığı...
Kendi çalışmalarımda osmanlıca kelimelerden kullanırım; nadiren de Fransızca veya İngilizce... Çoğunlukla da eleştiririm ama bu, beni tercihimden vazgeçirmez çünkü o eski ya da yabancı sözcükler, bazı sonradan türetme kelimelerden çok daha derin anlama sahip bence. Kulağa çok daha şiirsel geliyor, hatta insanı derinden etkiliyor.
___________________________
Abdullah Yildirim
Eğer şairin kullandığı kelimeler halk tarafından benimseniyor,kullanılıyorsa şairde halktan biri olduğuna güre elbette kullanmalıdır.
Kelimele mutlaka Türkçe olsun diye bir çaba gösterilmemeli
Bazen yabancı kelimeler bir yazının yada bir şiiin güzelleşmesinde katkısı olabilir düşüncesindeyim.
____________________________
Mehmet Emin ERMEKİN
Dünkü Yetenek+ilham+bilgi sorusunda gelen cevapları incelediğimizde hemen hemen ortak bir görüş kendini gösteriyordu.Bu soruda ise kanımca farklı görüşler ortaya çıkabilir.Türk Dil Kurumunun faaliyetleri hakkında bir yorum yapmak elbette bana düşmez ama dilimize en son yerleşen ve uyum
sağlayan bazı kelimelerin sahibi rahmetli Bülent Ecevit'tir.Ben de arı bir türkçenin kullanılmasını elbette isterim ama dilimize karışan o kadar çok yabancı kelime var ki?
_____________________________
Yasin VASAT
şiirde şairin gayeside önemlidir..Bulunduğu coğrafyada ortak ve kuşatıcı bir kültürün gelişmesini istiyorsa şayet,dilini ortaklıkları artıracak şekilde evrenselleştirir,evrenselleştirmelidir..Şiirin resmi dili olmaz.Şiir aşka benzer,hangi dala konacağı,kimi seveceği belli olmaz....Şiir şairin yüreğidir,yaşadığı coğrafyadır,toplumdur,kendisidir,birikimidir,düşüncesidir,bakışıdır,elidir,koludur..sınırlama kabul etmez bence,hiç bir konuda... :)
Birde şiirin hangi konuda yazıldığı da önemlidir....ulusal değerleri ulusal dille anlatmak tabiki en doğru olandır.... aklıma yeni geldi... :)
_____________________________
Büşra ARSLAN
Şiirde resmiyet aranmamalı
Her çeşit dilden faydalanmalı....
_____________________________
Abdurrahman GÜLEÇ
Elbette ki Anadil korunmalı.
Bu şiir nedir konumuzla direk ilintili
Çünki Halk edebiyatı: Şiirler Deyişler, maniler, türküler,destanlar ve benzerleri ilegeçmişten gelecek kuşaklara uzanan en temel köprüdür.
Bir milletin kendi varlığını sürdürebilmesi öz kültürüne ne kadar sahip olduğu ve devam ettirebildiği ile doğru orantılıdır.
Devamlılığın sürdürülebilir olması ana dilin korunmasıyla mümkündür. Elbetteki diller gelişmeye ve yeniliklere açıktır dolayısı le teknik be bilimsel ilerlemelere ayak uydurmak zorundadır.Yeni kelimelerle yeni sözcüklerde dil zenginliğimiz içinde yerini alacaktır ancak ana dil bozulmadan.
bunun teminatı ise halk ozanları şairler ve yazarlar olacaktır.
____________________________
Türk ÖĞER KOÇ
Duygu aktarımında iç dünyanı paylaşıma açarsın dil konusuda yapay korunmalar ve şartlanmalarlı, Neyzeninden Nazıma kullandıkları dil hiç bir zaman güncellikten uzaklaşmamış kalıba girmemiştir, yalın olmalı...
_____________________________
Cengiz ÖZKAN
Bu konu tamamen şair ve şairin okuyucusuna bırakılmalı. İkisinin arasındaki bağın sağlamlığına dayandırılmalı.. Her şairin amacı dile hizmet olduğu kadar kendini ifade edebilme çabasıdır..
Bazen okuyucunun kendinden geçtiği yorulduğu durumda başka dildeki bir kelime heyecan uyandırabiliyor.. Bunu hatipler ve dil öğreticiler de iyi biliyor. (Ancak çok anlamsız kelimeler de kullanılmamalı)
_____________________________
Erol ERDOĞAN
Bence şiirin anlamına göre ve şiirde anlatılmak istenen duyguya göre dile yerleşmiş olan sözcükler kullanılabilmelidir.Düşünceler yazı ile ifade edilecekse,düşüncelerin beyinde oluşturduğu çağrışımlar sözcüklerden bağımsız düşünülemez.Öyle sözcükler vardır ki,yabancı bir dilden geçmiş olsalar da kullanıla kullanıla hayalin bir parçası olmuştur.Toplumun ortak bilincinde yer etmiş olan bu sözcükler meramı anlatmada daha etkili olabilecektir diye düşünüyorum.Tabii bunu söylerken, basit bir özentiden öte anlamları vurgulamak istiyorum.
____________________________
Suna Doganay
Kendi adıma şiir dilinin sadeliği tercihimdir. Ancak yazarken zaman zaman uyum sağlamak ya da yakıştığını düşünerek yabancı sözcüklere başvurduğumuz bir gerçektir. Bir de şöyle düşünüyorum; bir İngiliz, bir Fransız veya herhangibir ulusun şairi şiirinde Türkçe sözcük kullanıyor mu? Yine kendi adıma söylüyorum, kimse alınmasın. Sadece kullanılan yabancı kökenli sözcükler özentidir. Oysa dilimiz o kadar zengin ki! Bir sözcükten pek çok sözcük türeyen, hatta eş sesli, eş anlamlı...özelliğe sahipken hala yabancı sözcüklerle şiiri süslemeyi anlamsız buluyorum. Kusura bakmayın, kişisel görüşlerimizi açıklıyoruz. Her yazan kaleme saygı duyarım. Hepinize selam ve sevgilerimle, iyi geceler dostlarım.
__________________________
Şiir Perisi GrubuKayıt Tarihi : 21.2.2007 13:30:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Dunyadaki bir cok dilbilimcilerle ortak görüsüm sudur; Dil kültürün olusmasi, degismesi ve toplumlarin gelismesinde en az dinler kadar etkili ve vazgecilmez bir temel unsurdur. Ayrica kulturler ve milletler arasi iletisim araci olarak en öncelikli ihtiyactir. Bu yüzden kulturlerin baska kultulerden kavram ve aliskanliklar, yenilikler getirdigi/ithal ettigi zaman, bunu gönderici kulturun/toplumun dilindeki orijinal adi/ismi ile birlikte getirir. Ancak alici kultur/toplum kendi icinde bir KOTA sistemi gelistirmistir yada gelistirmek zorundadir, kultur ve dil emperyalizminin yogun etkisi ve baskisiyla kendi dil ve kulturunun yozlasmisini yada asimile edilmesini önlemek icin. Bu kota'ya süzgec sistemi de denilebilir. Konulan kota sistemi hangi deger ve ölcütlere göre ithal edilen sözcük, kavram yada deyimleri turkcelestirecek? Yabanci dildeki orijinal halinin ayni ile, yani yazilisi, okunusu ve telefuzu ile birlikte mi kabul edecek? Yoksa orijinal halinin yazilis ve okunus teleffuzunu degistererek mi turkcelestirecek? Yoksa orijinal halini tamamen ret edip turkce karsiligini mi bulacak?
Gecmisten gunumuze kadar kulturler ve diller arasi degis-tokuslarda uygulanmis olan su yöntemleri görmekteyiz:
1) Orijinal dildeki sözcügün orijinal haliyle, yazilis ve okunus teleffuzu ile birlikte almak/kabul etmek. Bu yontem guclu ve saglam kultur ve dile sahip toplumlar atarfindan, ancak ve ancak kendi dillerine ceviri yada yeni sozcuk uretme imkaninin olmadigi icin uyguanmistir. Lakin bu yontem en cok belli insan guruplari tarafindan dilbilimine aykiri sekilde ve sirf disa ozentilerinden dolayi kasitli ve bilincli olarak uygulanmistir ve anadilimizi inanilmaz boyutlarda yozlastirmaya ve yabanci sozcuk kirliligine maruz birakmislardir. Bu yontemin dili ve kulturu yozlasma ve asimile tehlikesine atmadigi tek uygulama alani su olabilir: Örn: karasiliginda yeni kavram veya sozcuk uretme durumunda, dini ve inancsal anlam ve kavramlarin dejenere edileceginden ve sapmalara yol acacagindan dolayi, hem orijinal yazilis hali hemde okunus ve teleffuz halini korunarak anadile alinir/kabul edilir. Yada baska toplumsal önemi cok olan kavramlarin anlam ve önemi kaybolmamasi icin oldug sekliyle kabul edilir.
2) Ithal edilen sozcuk yada kavramin yazilisi ve okunus teleffuzunu degistirerek ithal eden toplumun kulturel anlayisina ve dil zekasina ve sesine uygun sekle getirmek. Örnek: orijinal dilinde spirit olan sözcügü 'Ispirto' .. yada RAMAZAN, RECEP gibi arapca isimleri turkler IRECEP ve IRAMAZAN olarak kabullenmislerdir, seklinde turk dilinin ses uyumuna uyarlanarak muhafaza etmek. Bu yontem, gunumuze kadar en yaygin sekilde kullanilan yontem olmustur ve bu yontem anadilin orijinalligini ve ruhunu bozmadigi gibi yozlastirmaz da ayni zamanda. Bu yontemle alinmis sozcuk ve kavramlar geldikleri dildeki orijinalligni kaybeder ve geldikleri toplumun insanlari bu sozcukleri diger dillerde duyduklari zaman anlamakta zorluk cekerler. Kisaca o sizcuk yada kavram artik örn: türkcelesmistir. Bu yontemi sahsim adina belli imkansizliklar dahilinde makul bulmaktayim.
3) yabanci dilden ithal edilen sözcük yada kavrami anadile cevirerek karsiligindaki turkce sozcugu kullanmak yada ceviri karsiligi yoksa anadilde yeni bir sözcük yada kavram üretmektir.
Bu yontem bana göre en dogru olanidir ve anadilin zenginlesmesinde ve gelismesinde olmazsa olmaz bir yöntemdir, olmalidir.
Yukarida 1 ve 2 no: altinda bahsedilen durumlar, eskiden simdiye kadar olan uygulamalardi ve bu 2 yontemi, dil bilimci ve cesitli meslek alanlarinda egitimli ve profesyonel meslek adamlari bulunmadigi icin, bir anlamda caresizlikten dolayi kullanmak zorunda kalinmislardir. Ancak gunumuzde hem universite cevrelerinde akademik calisma imkani cogalmis, hem cesitli meslek alanlarinda egitimli ve profesyonel meslek adamlari cogalmistir ve inaniyorum ki bu yetismis insan guruplari hem yabanci sozcukleri yazilis, okunus teleffuzu haliyle turkce sese uyumunu saglayacak sekilde, ve ki, tercihimdir, dogrudan turkce karsilgini bularak(ceviri) yada yepyeni bir sozcuk ureterek turkcelestirebileceklerdir.
Bu konuda naciz goruslerimi, elimden geldigince dilbilimi acisindan ifade etmeye calistim, sevgili dostlar..Sevgimle.'
TÜM YORUMLAR (2)