Şiir için üst kültür dilidir deniyor. Peki sizce şiirde alt kültürle üst kültür birleşebiliyor mu?
_________________________
_________________________
Turan ORAK
Ben bu görüşe katılmıyorum. Şiir sadece üst kültür dili değil, dağdaki çobanın, tarlada çalışan marabanın, sokaktaki satıcının vs. herkesin dilidir...
Sadece üst kültür dili olsaydı, üst düzey yaşamların hüküm sürdüğü metropollerde olurdu. Kırsal kesimlerde veya vartoşlarda olmazdı...
O halde şiir, tüm kesimlerin ortak dilidir diyorum...
_________________________
Ahmet TIĞLI
Bu anlayış Türk şiirinde bir yaradır.Bu anlayış Divan edebiyatıyla başladı:Divan Edebiyatını 'Yüksek Zümre Edebiyatı' olarak lanse ettiler.Evet şiirde bir üst dil kavramı bazı ağızlarda uçuşuyor.Temelinde halk şiir ve edebiyatına karşı hor bakış,küçümseme,toplumdan uzaklaşma ve ego yatıyor.Bugünde kendilerini üst dilci olarak niteleyenler şiiri belli çevreleterin tekelinde bir sanat dalı gibi göstermek istiyorlar.Şiir dili tabiiki vardır ve olacaktırda.Şiir dili varken üst dili kimler çıkarır.Bu akımı edebiyatımızda ikinci yeniciler körükledi.Çok büyük eleştiriler aldılar.Birincisi anlamsızlıktı,ikincisi absürd(saçmalık) ,üçüncüsü de dilde deformasyondur.Bugün bakın üst dilcilere öztürkçe kullanıyoruz diye dili orasından burasından çekiştirerek ne hale getiriyorlar.Bu dile ihanettir.Tabiiki bu kültür anlayışıyla ve dil halk dili birleşemez.Burada kesinlikle imge yapmaktan sözetmiyorum.İmge anlam içerir ve şiirin vazgeçilmezidir.Bu nedenle içeriği reddederek sadece sesle bir yere gitmez şiir.Şimdilik bu kadar.Saygılarımla.
Ahmet TIĞLI
________________________________
Türkan DİNÇER
Şiir her kesimden insanın yazabildiği ortak dilidir diye düşünüyorum.. Kimimiz bunu imgelerle süsler ortaya çıkartırız, kimiz yalın ve imgesiz yazarız. Şiir kişinin kendini ifade etme yöntemi olduğuna göre her kesimden insan kendini şiirlerle ifade edebilir.
Şiire alt yada üst kimlik diye bakılamaz, bakılmamalı da.
Saygılar
_______________________
Asım KISBET
turan ustanın fikrine katılıyorum ve altına imzamı atıyorum..şiir ıstırabın dile düşmüş şekli degilmidir ıstırab da her yüreğin misafiri olduğuna göre.....
_________________________
Rabia BARIŞ
Şiir bir yürek işidir. Okulu ve hocası yoktur. Her şair yüreğinde olanı yazar, eğitimi ne olursa olsun, yüreğinin ötesine geçemez. Her şairin özlemidir en iyi şiiri yazmak. Bunun için bir ömür didinir. Dediğim gibi herkes yüreği kadar şiir yazar. Bu sanatta alt kimlik üst kimlik sökmez. Sadece mısralar konuşur. İsteyenler, benim diyenlerin şiirleriyle, dağdaki çobanın şiirlerini karşılaştırabilirler. Aradaki fark birisinde imla hatası, diğerinde coşku kısırlığıdır. Her bilen böyledir demiyorum. Hem dili iyi bilir, hem de yürek coşkuluysa, zaten o şairin şiirlerini okumaya doyamıyoruz. Bu bir yetenek meselesidir. Tüm gönül dostlarına sevgi ve selamlar.
Rabia BARIŞ
________________________
Burhanettin AKDAĞ
Şiirde alt ve üst kültür diye ayırım yapmanın yanlış olduğuna ben de inanıyorum. Şiir, duyguların uygun ve uyumlu kelimeler manzumesi ile kağıda aktarılmasıdır. Burada şiirin kendisi için böyle bir çizgi manasızdır, ancak ve ancak amatörlükten çıkıp profesyonel olarak şairliğe adım atanlar belki daha tecrübeli, usta veya üstad olarak vasıflandırılabilirler. Burada duygularını asırlardan bu yana bizlere kadar ulaştıran şairler halkın içinden kopup gelmişlerdir çoğunlukla.
________________________
Turgut UZDU
Divan şairlerinin Arapça ve Farsça konusundaki hakimiyetleri, şiirlerinde bu dillere ait kelimeleri fazla kullanmaları, yüksek zümre edebiyatı da denilen ancak sadece kullanılan kelime ve tamlamalarla farklılaşan bir üst kültür dilidir. Aruz ölçüsüyle o kadar güzel şiirler yazabilmek ayrı bir üstünlik gerekir. Bu sebeple üst kültür olayı şiirde mevcut idi diye düşünüyorum. Günümüzde ise, divan edebiyatı benzeri bir üst kültür olayı olamaz. Olsa olsa öztürkçe adıyla, Agop Dilaçar'ın Türk Dil Kurumu başkanlığından kalma, dili bozma gayretiyle bu amaçta olanlarca desteklenen bir farklı dilin meydana getirdiği, yaşayan Türkçe'den uzak bir kültür seviyesi vardır. Alt mıdır üst müdür bu durum insanların bakış açısına bağlıdır. Sağlıkla kalınız efendim. Ben yaşayan, her insanın hiç düşünmeden anlayabileceği kelimeleri kullanmayı tercih ediyorum. İnsanları zorlamak, zorlayan insanı yükseltmez kanaatindeyim. Bu arada eskilerden kalma yaşanan bir olayı anlatayım. Fıkra haline gelmişti...
Yanlış hatırlamıyorsam Sivaslı bir genç, Ankara'da üniversitede okurken, tatilde evine gidiyor. Çamaşırları çok kirli. Annesi bu durumu görünce 'Oğlum, niye çamaşırlarını hiç yıkamamışsın' diye soruyor. Genç, 'Olanak bulamadım anne.' diye cevap veriyor. Annesi bu kelimeyi yeni bir deterjan adı sanıyor bilmediği için. 'Oğlum omo da mı yoktu? Hiç değilse insan omoyla yıkar.' diyor. Sağlıkla kalınız.
________________________
Songül Uçar
TURAN BEYsize katılıyorum,AŞIK VEYSELLER PİR SULTAN ABDALLAR ANADOLUNUN BAĞRINDAN CIKMADIMI,ŞİİR İNSANOĞLUNUN DÜŞÜNDÜĞÜNÜ HİSSETTİĞİNİ KAĞIDA DÖKMESİ DEĞİLMİDİR,YANİ ÜST DÜZEYDEKİLER Mİ SADECE BUNU YAPABİİYOR,ŞİİR VE ŞAİR EVRENSELDİR AS YADA ÜS OLAMAZ DİLİ DİNİ DÜŞÜNCESİ AYRILAMAZ,BENİM DÜŞÜNCEM BU NEKADAR DOĞRU BİLEMEM AMA BANA GÖRE OLANI SİZLERLE PAYLAŞTIM
______________________
Orkun IŞIK
Şiirde Alt Kültür Üst Kültür. :-))
Hayır hayır, Şiir Ruhtur, Ruhun alt-üst kimliği olmaz...
Ruhların, Irkı rengi olmaz.
Şiir; bir bakıştır, bir gözdür Şiir, İçtir...
bakışların, Kültürü,rengi,Dili dini olmaz...
Şiirdeki kelime düzenekleri ancak Libas düzeni yapacaktır, yada Ruha giydirilmiş bir çüha vazifesini yapacaktır...
Önemli olan ne anlatılmak istendiğidir...
Eğer Alt-Üst kültür meselesi cereyan ederse, tahlilci insanlarında bakış açılarında Alt-Üst meselesi olacaktır...
______________________
Sevil NİZAMOĞULLARI
1- Üst Kültür: Bir toplumda geçerli olan genel kültür özellikleridir. Toplumun her kesiminde bilinir ve benimsenir.
Örnek: Genel Türkiye kültürü, genel Çin kültürü, genel İtalyan kültürü gibi…
2- Alt kültür: Üst kültür içindeki din, dil, töre ve etnik köken bakımından kendine özgü özelliklere sahip toplulukların kültürüdür.
Örnek: Türkiye’deki Kürt, Laz, Alevi, Yörük kültürü, Amerika’daki Kızılderili, Zenci, Göçmen kültürü gibi…
wikipedia.org da alt-üst kültür böyle tanımlanıyor. Bence Türk şiiri ve edebiyatında üst kültür hakim olmasına karşın alt kültürlerin etkileride yer alıyor. Şairin üst kimliği ne olursa olsun asıl mayası alt kültüründedir ve şiire yansır..
_____________________________
Gülce ŞEREN
alt kültür, üst kültür dedikleri nedir. biri çıktı ortaya alt kimlik, üst kimlik dedi memleket karıştı.. şiir şiirdir, altıda yoktur üstüde.. kişinin duygularını haykırmasıdır.... ancak her yazılana da şiir denemez.. kişinin duygularını yalın ve öz biçimde anlattığı şiirdir... yine de her yazılana saygı göstermek gerek. sonuçta bir emek harcanmıştır.
_____________________________
Aydın SEVGİ
Bu soruya en güzel cevap AŞIK VEYSEL 'dir.
_____________________________
Gül DOĞAN
Bunun kültürü mü vard ki? Bir çok ozanımız var akademik kariyeri bile yok yada okuma yazmaları yokmuş. Bu durumda onlara hakaret olmuyor mu? Burjuva yaklaşımı olur bu. Ki çok yanlış herkes yaşadığını yazar bu kültürel farklılık gösterebilir buraya dek normal ama ikilem olmaz. Bu bir bilinmeyenli bir denklemdir bana göre. Hislerin kağıda yansıması yüreklere paylaştırılması olarak. Sevgilerle.
__________________________________
Nesrin CANSEVER
Dil, kullanan ve anlayan herkese aittir. Yeter ki duysun, duymak istesin, anlasın, anlamak istesin.
Ancak şunlar var:
1-Şiir, iktidar araçlarına yoğun olarak sahip olan ve iktidar ilişkilerinde hakim olan çıkarlara ya da ihtiraslara mana, istek ve kod üreten, üretilen mana, istek ve kodları yaşatan kültürün hegemonyası altındadır. Hatta bu araçlardan biri durumundadır. Peki, daha umutlu bir yaklaşım içinde olalım… Bunlar tarafından kuşatılmıştır :-)))
2- Bir örnek verelim: Yunus, savaş içine doğmuş bir şairdir. Şiirlerinde mücadeleye çağıran, direnişe yönelten, iktidarı sorgulayan tek kelime bulamazsınız. Fakat iktidarı besleyen kodlara saldırır. Hakim olan dünyevi güç ve ilahi kaynağı karşısına benzer ancak başka bir modeli koyar. Ancak onun kişisel mücadelesi asıl olarak Türkçe söyleminden gelir. Yani yoksulların, ezilenlerin yaygın kullandıkları ve anladıkları dili kullanmasından. Aynı kefeye konulan Mevlana’nın ise; dili ve kodları açısından döneminin iktidarı ile arasında, iktidarın dünyevi gücü ve ilahi kaynağı açısından bir problem yoktur, aksine tam bir uyum vardır. Şiirlerinde affetmekten yana olan ve ne olursan ol gel diyen Mevlana, Şems’in katline karışan Bektaşi geleneğinin ahi lideri debbağ Nasireddün Tusi’nin (namı diğer Hoca Nasrettin) asılma fermanı hakkında icazet isteyen Nevşehir Valisine uygun görüşü vermiştir. Dili, Türkçe değildir; ancak felsefesine halk itibar etmiş, anlamıştır.
3- Kültürel düzeyi belirleyen tek etmen eğitim değildir. Bir profesör, aşkı, kasabalı bir genç kız ya da liseli bıçkın bir delikanlının kodlarıyla yaşayabilir. Yani; sana sahibim, benimsin, sana aitim, sensiz ölürüm, bensiz ölmelisin, vs. kodlarla yaşayabilir. Aşkın, yaşamına hakim olan pek çok ilişkinin manası, alışkanlığı, hakim kabulleriyle işlediğinin, kompleks bir duygulanım olduğunun farkına varmayabilir ve analizini yapamayabilir. Bu durumda aşkını 3000 kelime hazinesiyle ya da 300 kelime hazinesiyle ifade etmesi, ne dediğini değiştirmez.
4-Sanat, iktidarın tahakkümünde olan kültürün ya hizmetindedir ya da karşısında. Ya bilinen mana, istek ve ilişki kodlarını tekrarlar ya da alternatiflerinin üretilmesine ve yayılmasına hizmet verir. (Shakspeare’in İngilizce’ye yirmi bin yeni kelime kazandırdığı söylenir.)
5- Mevlana’nın Mesnevi’sinden çok sevdiğim bir dizeyle bitireyim: “Dilsiz kalmıştır kişi yüz dili de olsa/ eğer kendine bir dildeş bulmazsa' Bir de bu yanı var işin :-)
________________________________
Şiir Perisi GrubuKayıt Tarihi : 28.3.2007 20:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!