//..GÜNÜN SORUSU...Edebiyat dergileri ha ...

Edebiyat dergileri hakkında ne düşünüyorsunuz? Yeterli mi? sağlıklı mı? taraflı mı? yada bir akım yaratabilecek dergiler var mı? okuyucu buluyor mu?
vb.

_______________________
_______________________

Ümit Açığ

edebiyat dergilerini açıkcası takip etmek istemiyorum ki etmiyorum çünkü taraflı ve niteliklerinin düşük olduğunu düşünüyorum..hiç bir toplumsallığının olmadığını düşünüyorum.. çoğalan bir cemaat topluluğu var ve onların oluşturduğu topluluk yalnızca kendi ideolojilerine mensup şahıslarla yol almaktalar..niteliği olsun ya da olmasın kendi yandaşlarına yer vererek diğer saflarda kalan yetenekleri saf dışı bırakıyorlar...

_______________________

Ahmet TIĞLı

Günaydın arkadaşlar; bu soruda güzel bir soru kutluyorum.Bugün edebiyat dergileri cemaat dergileri haline dönüşmüştür.Bir dergi başlıbaşına bir cemaat dergisi değil bazen birkaç dergi de bir iki şairin takipçisi şeklinde ve onun poetikasına uygun bir profil çiziyorlar.Ağzıyla kuş tutsan bu dergilerde bu cemaat üyelerinin dışında kişi veya şairlerin yer alması mümkün değil.Ancak bu dergilerin hiçbiri Türk Edebiyatı ve Türk Şiiri adına bir adım önde değil.Yani sürükleyecek bir ekole imza atacak güçte değiller.Tam bir kaos yaşandığını iddia etmek yanlış olmaz.Bu dergilerin hepsinin amaçları farklı farklı,aralarında tam bir kopukluk var.Bazı dergiler katı bir poetik anlayışla modası geçmiş ikinci yeninin uzantısı olarak ısrarla halktan toplumdan kopuk anlamsız,absürt,saçma,dili deforme eden bir çizgi izliyorlar.Bazıları bunun tersi retoriğe daha yakın anlamlı kavram şiiri çizgisinde ancak şiirsel içerikten yoksun kaliteden uzak ürünlerle yollarına devam ediyorlar.Kısaca Edebiyat dergileri dümensiz amatör kaptanlarla yoluna devam ediyor.Bir büyük şiir denizi içinde.Saygılarımla.

_______________________

Türkan DİNÇER

Edebiyat dergilerini takip etmiyorum. Etme gereğide duymuyorum. Çünkü hiç bir dergi bizlere hitap etmiyor. Kalıplaşmış ve kendini cemaatlerine hizmet veren dergiler haline gelmiş. Bizler onlardan birşeyler almayı beklerken bizlerden çok şeyler götürmesinden korkarım.

Hatta bırakın edebiyat dergilerini bugğn liselerde okutulan edebiyat kitabpları bile hiç bir şekilde tğrk edebşyatına hizmet etmemektedir. O kitaplarımız bile cemaatlere mensup yazarlar tarafından yazılmaktadır.

Saygılar.
_______________________

Özlem ÇETİN

Edebiyat Dergileri; Edebiyat alanında gerçekleşen, bütün yenilikleri içeren, geçmişten günümüze kadar ulaşan Edebiyat, şiir, kültürel ve Sanat alanında
tarafsız ve güdümsüz bir yayın organı diye düşünüyorum.
Sanatın dışına çıkmış, taraflı ve güdümlü belli görüş sahiplerinin fikirlerini
halka dayatılmış bir dergiden yana değilim.
Bunun sonucunda sağlıksız olduğunu belirtiyorum.
Taraflı ve belli görüşleri ifa eden dergiler günümüzde çoğunlukta, bu yüzden
artık eskisi gibi Edebiyat adı altında yayınlanan dergilere sıcak bakmıyorum.
Arkadaşlarında belirttiği gibi cemaat topluluklarına hizmet eden ve onların ideolojilerinin halka zorla benimsetilmesinden ve Sanatın sanat için yapıldığının dışına çıkıldığının görüşündeyim.
Dergiler okuyucu buluyor mu? elbetteki okuyucu buluyor ve sürekliliğini devam ettiriyor.
Saygılarımla.

_______________________

Orkun IŞIK

Tarafsız hiç bir nesne-canlı yoktur...
Dolayısıyla Yan(lı olmak - Taraflı olmak- insanları gruplaşmaya davet etmektedir...

mesele Mücadeledir...

Edebiyat dergileri yeterli midir? ...

Eğer yeterli olsaydı çeşit çeşit çok çeşitlilik olmazdı! ! ! demekki yeterli olmadığından çok Çeşitlilik oluyor...

Hiçbirşey İnsana yeterli değildir, ki potansiyellikten çıkıp düşünce Duvarına merdiven dayıyorsa! ! !
_______________________

Fatih Yavuz ÇİÇEK

Edebiyat dergilerini mümkün olduğu kadar takip ediyorum.Abone olduğum 2 dergi var.Üçüncüsüne de abone olmak istedim ama abonelik sistemiyle çalışmıyorlar.Satış noktasından alıyorum...Dergilerle ilgili Ahmet TIĞLI beyin görüşleriyle aynı paraleldeyim.Ancak takip ettiğim dergiler içinde Hayal Dergisini bir kenara koymak istiyorum.Herkese yer vermeye çalışıyorlar.Yeni ve Genç arkadaşlara kapıları açık...Yazdığım şiirleri gönderdiğim dergilerden sadece 3 dergiden yanıt aldım...1.Mortaka...2.Hayal Dergisi...3.Hece...cevap vermek bile şaire saygıdır.

Dergi satışları bence yeterli değil...okuyan çok az...bu ülkemizde ki basılı yayınlara ilgisizliğin göstergesidir.Bunda 12 Eylül döneminde düşünceye karşı yapılan uygulamalarında etkisi vardır.O dönemde şiir ve kitap yerine mizah dergileri gelişmişti.Etkileri hala sürüyor maalesef.

Şahsi görüşüm 2.yeni etkisinden sıyrılmadıkça şiirde yeni akım gelişmeyeceği yönünde.Bir Orhan Veli bekliyoruz dedim geçenlerde...bilinçli yazılmış bir cümledir bu.

İlhan Berk Hayaldeki söyleşisinde şiir dili zehirdir...Elbette açık söylenmez kapalı anlatılmalı demiş...Ece Ayhan'da yanılmıyorsam vefatından önce bir yazısında 2.yeniye sanat değil diyenler sanat devrimini görmeyenler gibi birşeyler söylemişti.

2.Yenide Cemal Süreya,Turgut Uyar,Atilla İlhan,Ülkü Tamer'i bir tarafa koyuyorum...diğerleri istediğini söylesin yazsın...

2.Yeni Ankaradan doğmuştu...3.Hareket Taşradan yükselecektir...buna yürekten inanıyorum...

Selam ve saygılarımla...

_______________________

Nesrin CANSEVER

Yayın âlemini nasıl görüyorum biliyor musunuz?
Bir sergi mekânı düşünün. Tezgâhlar, panolar, masalar, sandalyeler var; kiralık. Her ayrı birimin arasında panolar var, şık düzenlenmiş ve üstüne içindekiler listesi veya slogan yazmaya, fotoğraf asmaya müsait manyetit tablolar. Bunları aydınlatmaya yarayan özel ışık düzenlemeleri var. Böyle bir yer.
Sergi mekânının yöneticileri, her kiracıya eşit olanak sunuyor ve kim olduklarıyla hiç ilgilenmiyor. Her tezgâh üzerindeki eşyalar, benzeşen elemanlardan oluşur, pürüzler kısa zamanda törpülenir ve benzeşim sağlanır. Paranı verirsin ya da başka türden bir bedel; kullanırsın mekânı. Yöneticiler karışmaz sana. Özgür bir ortam var kiracılar arasında; yönetimin kurallarından kaynaklanıyor. Birbirlerini hoş görüyorlar ve rahatsız etmemeye çalışıyorlar. Didişmeleri bile göstermelik, uyumluluk esas. Aslında birbirlerini pek umursamıyorlar. Kelebek özgürlüğü diyorum ben buna; güçsüzdür. Tüketici eleştirinin iktidarsız özgürlüğüdür bu. Herkes eleştirir ve herkesin söyleyecek sözü vardır. Fakat de facto değildir hiçbir hamleleri. Zımni tahammüller ve kabuller âlemidir bu.
Canı sıkılan diğer kiracıların gürültülerini protesto eder ve çekip gider. Gelen giden kim olursa olsun ve ne yapmış olursa olsun, sergi öylece yerinde kalır, hiç sorgulanmamıştır yönetim ve mekân, yeni kiracılarını beklemektedir...
Bu sergide düşünceli kiracılar var. Kimi mercan çıkarıyor diplerden, kimi uzakta batan kalyon içinde kendi gemisini arıyor. Fakat bu düşünceli halleri ve eleştirileri, hamlelerinin sonuçlarına hiç yansımıyor; yaşama yansımıyor.
Bu mekândan akım çıkmaz. Sonuca ulaşmayan girişimler dünyasına destek çıkar. Bu âlemde olup hakikaten üretmek, âleme, yönetime, mekâna ihanet etmek anlamına gelir. En azından tezgâha ihanet etmek, listede kendi adını silmek, fotoğrafını çekip almak ya da aforoz edilmek anlamına gelir. Kim cesaret edebilir? Ya da kim akıl edebilir?
_______________________