Bütün olarak alındığında, günümüzde yazılan şiirde hangi genel eğilimleri görüyorsunuz? Yeni şiir, geçmişteki atılımların birikimini yeterince değerlendiriyor mu? Dil ve imge kullanımında bir gelişme görülüyor mu?
__________________________
__________________________
Türk ÖĞER KOÇ
Süsleme güzel söz kullanma çabası amatör şairlerde daha yaygın, İmgenin daha tanımlamalardan ayırt edilebildiğine inanmıyorum, güzel şiir olsun diye kullanılan güzel sözler şairi bir süsleme sanatcısına çeviriyor, duygu yaşamın içerisinden çıkarılıp paylaşıldığında değeri artar, ansiklobedikleştikce toplumdan kopar bu bir tercihtir...gözlemim tercihte bireysellik tercihi daha fazla yapılmaktadır... konudan çok imge ve tanımlamalar ön planda...dil dendiğinde şiirin dili evrenseldir anlatım zenginliğinde anlatanın o an içinden geldiği dili kullanması gerekli, yabancı kelime, yanlış kelime gibi kısıtlamalar duyguları labaratuvarlara taşımaktır...
__________________________
Ahmet TIĞLI
Günümüz şiiri hemen hemen her devirde olduğu gibi aşk ve sevgi üzerine yazılan şiirler bütün içinde en çok yeri işgal eden bir yoğunlukta devam ediyor.Belki de bu gerçek hiç değişmeyecek,aşk ve sevgi içerikli şiirler damgasını vurmaya devam edecek.Aşk ve sevgi şiirlerin vazgeçeçilmez teması olarak sürecektir.Ancak birde şairin yaşadığı ortam ve toplumla ilgili etkileşimi var.Bugün toplumun özlemi haline gelen barış konusu şairin sesinde toplumun sesi olarak haykırıyor.İstanbul şiirleri,köşebaşlarında gaspçıları ve çeteleri de kapsamı içine aldı.Şair eğer yaşadığı toplumun aynasıysa sesiyse bunların olması çok doğal.Bir de imge ağırlıklı şiirler yavaş yavaş mesafe almaya başladı.Baskıcı toplumlarda şair daha çok imgenin ardına sığınır.Herşey açık yazılmaz.Sanata ve edebiyata şaşı bakan iktidarlar
şiirle eleştirilecekse bilhassa toplumsalcı şairler tarafından imgeyle daha tehlikesiz bir şekilde bu yapılıyor.Bugün bölücüler aynı şeyi yapıyorlar.İmgeyle mevcut sistemi yerden yere vurabiliyorlar.Yalın şiirden uzaklaşma ve imgeye başvuruş hem sanat adına yapılıyor hem de açıkça söylenemeyecek şeyleri imgeyle anlatarak.Çünkü burada öyle demek istemedim yorumu kurtuluş kapısı oluyor.Kim ne derse desin bunlar bir gerçek.Bu gün değil her dönemde olmuştur.Bir ünlü şairimiz şöyle diyor:Biz 12 Eylül rejimini şiirlerimizde açık eleştiremedik ama imgeyle bu işi kapalı bir şekilde yapıyorduk diyor.Son zamanları demokratik süreçten uzaklaşma vardır.Medya nın açıkça baskı altına alındığı bir toplumda başka göstergelere bakmaya gerek yoktur.Şiir bu süreçte nereye gidecek hep beraber göreceğiz.Sevgiyle kalın.
__________________________
Nesrin CANSEVER
Yeni bir eğilim göremiyorum. Günümüz şiiri ile kastedilen “yeni” şairlerin yazdıklarıysa; eski eğilimlerin dahi izini çok azında görüyorum. Şimdi, eğilim ile kastettiğimiz dil ve imgenin kullanımı ise; genç ya da işte, günümüzde yaşayıp üreten, ulaşma şansına sahip olduğumuz şairlerin yazdıklarını okuduğumda: bu Nazım diyorum, bu Yahya Kemal, bu Ece Ayhan’ın son dönemi, bu Edip Cansever’in ilk dönemleri diyorum. Ya da yabancı şairler de olabiliyor karşıma çıkan. Etkileşimin ötesinde, benzeşim görüyorum. Hatta öyle oluyor ki, bir şairin şiirlerinde; birbirlerine alternatif ve eleştiri olarak çıkmış birkaç akımın birkaç şairinin damgasını bir arada hatta ardı ardına görüyorum. Çok ilginç, çünkü eğilimler, düşünsel akımlara koşut ortaya çıkarlar. Tabii bunu değerlendirmek çok zor oluyor. Bir insan bir gün toplumcu, diğer gün nihilist, bir sonraki gün garip, daha sonra var oluşçu nasıl kesilebiliyor? Ya da romantik bir dil ve imgelem ile rasyonaliteye vurgu yapan şiirler nasıl yazılabiliyor? Romantizm, aklın yerine duyguyu öne çıkarırken bu nasıl oluyor? Örneğin Cemal Süraya’nın toplumun cinsel yaşam anlayışına getirdiği eleştiriyi ve cesur girişimi yenilerde göremiyorum. Büyük bir rahatsızlık doğurmuştu o dönem. Yani koşullar değişti ve şimdi toplumsal cinsel yaşam anlayışına getirilecek eleştiri, Süreya dönemi ile bu kadar örtüşemez. Bu nedenle son Süreya ödülünün Küçük İskender’e verilmesi son derece yerinde bir karardır. Verdiği rahatsızlık bakımından ve cesareti nedeniyle yerinde bir karardır. Aynı dili kullanan, hatta aynı imgelerin etrafında dönen, hatta reklam cıngıllarından yararlanan şairlere rastlıyorum. Ya da imgelemde zenginlik adına, sözlükten (Türkçe, İngilizce, Osmanlıca, Fransızca, Tıp, Mimarlık, vs) hatta birkaç sözlükten yararlanmadan asla anlaşılamayacak şiirler üretildiğini görüyorum. Bunun eğitici yanı vardır, eğer kararınca kullanılırsa, kışkırtır okuru dilini zenginleştirmesi için. Ama çok oluyor ve yoruyor. Yayın evleri, şair birlikleri ve dernekleri, bölgesel ya da gruplaşma yaratacak biçimde ulusal dergiler, çok satan şairler ve bir de çeşitli nedenlerle tartışılmaz bulunanlar; Behramoğlu, Mungan, Burkay, vb. nin yarattığı öykünme, vs. Bunlar, yeni şiirde yeni eğilimler doğmasına değil; benzeşmeye, tekrara ve sürekli bir onay ihtiyacı doğurmaya yarıyor.
__________________________
Aydın SEVGİ
Şiirdeki mana içeriğini bozacak imge trafiğine tümüyle karşıyım.Bence dozu biraz kaçmış durumda.Bu iyi ayarlanmalı.Şiirde imge mananın önüne geçmemeli.Saygılarımla.
__________________________
Gülce ŞENER
bana göre şiir kafiyelimi olmalı mı, uyaklımı olmalı diye sorgulanmamalı.. eski şairlerimizim bir çoğu uyaklı şiirler yazmışlardır. ancak onların yazdığı uyaklar, rahatsızlık vermiyor bana. ancak illaki şiir yazacam, kelimeleri birbirine uyduracam diye zorlama yazanların şiirlerini açıkcası beğenmiyorum bence şiir bir duygu akımıdır, duygular zeka ile birleşti mi,ister uyaklı olsun ister serbest şiir okunur... kafiyeler zaman zaman yerine tam oturur, kimi zaman kafiye bile aramazsınız okuduğunuz şiirde, darmadağınıktır, bir sözü birini tutmuyordur, ama size çok anlam kazandıracak bir mısra bile varsa şiirdir... şiir yazmanın kuralı olamaz bana göre şairler okulda eğitilemez, herkes şiir yazmaya zorlanamaz,şiir insanın duyguları ile beyninin birleştiği bir anda mısralara dökülür, eğer şair duygularını doğru bir şekilde aktarabildiyse yazdığı şiirdir... Gülce Şeren
__________________________
Sait AÇIKGÖZ
Edebiyat dergilerinde dosya açmak gibi arştırmaya yönelik bir soru yöneltilmiş sanki. Bu tür bir sorunun aynı değilse de ilişkili sayılacak bir konu da geçen yıl Edebiyat çevresine Varlık dergisinde yönlendirilmişti. Oradaki düşüncelerin çoğunu kendi düşüncelerim gibi kanıksamıştım. Bu soruya yanıt vermek için “bence” yi kullanırsam bu yanıt, bundan önce bazılarının verdiği “komik “ yanıtlara dönüşecek ki bunları okuyan ve edebiyatın hakkını verebilecek olgunluktaki kişilerce “hem edebiyatla uğraşıyor hem de bu konuda ne kadar yetersiz” der diye korkacağım. A ma okuduklarımından da yararlanarak bu durumdan kurtulacağımın inacıyla soruşturmaya katılıyorum.
Yakın tarihte insanlık art arda iki büyük dünya savaşı yaşaması,Büyük bir insanın düşüncesinde düş olan Sosyalizmin (Şimdilik) emperyalizme yenik düşüp değerlerin altüst olması sonucları ile Sol idealizme yönelmiş edebiyat içinde şiir de büyük bir hayal kırıklığına uğradı. Şairler yarının garanti olmayacağını düşünmeye başladılar. Böylece idealize edilen şiir yerini bireyin düşsel sayıklamaları,günün acıları ve dayatmalarına karşı iç dünyasındaki bireysel sarsıntıları anlatan,ya da yansıtan şiirlere dönüştü. Marksist felsefeye Amerika dayatması olan postmodernist düşünce denen bireysel düşünce şiirde de yerini aldı ve bir salgın gibi şiiri sardı. Şu an işlenen şiirlerde bireysel aşkların, toplumsal sorunlardan uzak anlatılması da bunun sonuçlarından biridir.
Bireyselllik şiirde ister istemez bireysel buluş,imge yaratımlarına neden oldu. Yetenekli i şairler imge zenginliği taşıyan bireysel şiirlerini sundu. Düşünsel anlamda eksiklik ya da korkuları sanatta içini dökme becerisine dönüştü. İçini dökmede ise en iyi araç ve hatta en önemli araç imgeler olduğundan bu araçlar gelişti
__________________________
Burhanettin AKDAĞ
Şiire genel ve kısa bir bakış yapacak olursak, eski eğilimler elbette devam ediyor. Yoğun internet kullanımının verdiği rahatlıkla şiir okumanın rahatlığı şiirin gelişmesini körüklüyor.
Ama özellikle serbest şiirlerde imgenin kullanımını yoğun olarak görüyoruz. Hatta bazen şiiri boğuyır ve anlamsız bir bilmeceye döndürüyor.
Hece şiiri zaten geleneksel kalıpları yoğun kullanmaya devam ediyor, özellikle de halk edebiyatında bir numara olan 11 li ölçünün hem 6+5 ve hem de4+4+3 kalıpları tercih ediliyor.
Konu olarak ise pek henüz kendisinden daha ileriye gidecek kadar gelişmenin olduğunu söyleyemeyiz.
______________________
_______________________
Şiir Perisi GrubuKayıt Tarihi : 1.3.2007 10:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Dil ve imge açısından kendini geliştiren şairler de var, yerinde sayanlar da.
Bence burada önemli olan şairin 'şiir' olgusunu anlamasıdır. Başka bir deyimle, şair şiirden be anlıyorsa onu yazabilir.
Selamlar
Hüdai
TÜM YORUMLAR (1)