Günümü Gel Gün Eyle
günlerim gün değil sen gideli
bilmiyorum ayın kaçı
günlerden hangisi
birbirinin aynı çünkü
yedi günün yedisi
günlerim gün değil artık
dönüp duran durmadan
renkli, aptal bir fırıldak
bazen son hızda
baş döndüren
bazen yavaş yavaş
yalpalayarak
günlerim gün değil artık
geceyle gündüzün
durmadan nöbet değiştirdiği
aptalca bir komedi
ve ağlattı ağlatacak
bütün komediler gibi
oysa senli pazertesileri vardı bir zamanlar
peri masalları gibi
öperdim uzun uzun seni
çatlardı hasedinden düşmanlar
dostlar böyle bir aşk için dua ederdi
aşkımıza göz değerdi
anneme haber salardık tez elden
tuz çevirirdi
üşenmez kurşun dökerdi
oysa senli salılar vardı bir zamanlar
aşkımızla sarhoş sallana sallana
çarşambaya -gönülsüz- nöbetini verirdi
saçların vardı upuzun
dalga dalga
uzun uzun okşardım
okşarken dalıp dalıp giderdim
saçların tutardı beni
deniz kumral sanırdım
oysa senli çarşambalar vardı bir zamanlar
çarşambaları dizimiz vardı
olur olmaz öpüşürdük
bir çay içimiydi aşkımız
ocaktan yeni inmiş
öyle taze, öyle sımsıcak
göğsüme gömerdin başını
kalbim kıskanırdı dudaklarımı
öfkelenir göğsümü yumruklardı
oysa senli perşembeler vardı bir zamanlar
yüzün her daim gül bahçesi
öpmeye kıyamazdım
öpsem solarsın sanırdım
çocuğum olurdun
kucağıma alırdım
ninniler söylerdim
vampirler gelse korurdum seni
oysa büyüklerin dünyası zalimdi sevgilim
anlamazdı senin o avuç içi kadar yüreğin
anlatamazdım ne acılar çektiğimi
sigaraya sarılırdım
suskun
sen her zaman bana küskün
oysa canımın içi
oysa iki gözüm
sigaram sigara değil
dinamit olurdu ağzımda
ateşlerdim
paramparça olurdu içim
yaşlar boşanırdı gözümden
yanardı yanağım
sessizce siler
gülümseyerek yanına gelirdim
oysa senli cumalar vardı bir zamanlar
cumaları kutsaldı
seni bana bahşeden
iki gün vardı
tenin oysa o iki gün değil yalnız
dört mevsim bahar kokardı
oysa senli cumartesiler vardı bir zamanlar
cumartesileri alış verişlerimiz vardı
eve et alırdık, ekmek alırdık
en çok da çikolata
çorbamız olmazsa olurdu belki
ama çikolatamız olmazsa asla
sen benim sevgilim değildin yalnız
yavrumdun minnacık
yeni yeni yürümeye başlamıştın daha
dünyayı alabilirdim de karşıma
bir şey demeye dilim varmazdı sana
cumartesileri senle uyanmak vardı
uyanmak senle
yeryüzünde cenneti bulmaktı
bu yüzden belki
unutmuştum bildiğim bütün duaları
cumartesileri gezmelerimiz vardı
ne giysen yakışırdı
yediğim ekmeğin
içtiğim suyun tadı vardı
oysa senli pazarlar vardı
pazarları senle uyanmak vardı
alınmış taze ekmekler
uzun uzadıya kahvaltılar vardı
pazarları böyle can pazarı değildi o zamanlar
pazarları pazardı
senle her günün bir tanem
her günün ayrı bir tadı vardı
günlerim gün değil sen gideli
dönüp duran durmadan
renkli, aptal bir fırıldak
ekmekler tadsız, sular zehir
bahar bile bahar kokmuyor artık
günlerim gün değil gideli
yedi kere yanlışlık
yedi kere yalnızlık
Gel canımın can damarı
ne olur gel gayrı
bak benim dilim de bilirmişim yalvarmayı
günümü gün eyle gel de
nerede şimdi nerede söyle
kabe'si sen eşiği ben olan o sevda
gel de gülüm inancımı tazele
günümü gel gün eyle...
Gıyasi DoğanKayıt Tarihi : 7.7.2001 08:44:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!