Bir tarafta yüzmeyi öğrendiğimiz, doğal halinden soyutlandırılmış oldukça büyük bir havuzu andıran ve “aşkımı sularına fısıldadığım ve sakladığım” köyümüzün simgesi güzel gölümüz…
Bir yanda da gölün berrak maviliğine beş on nefeslik uzakta, içi oyulmuş gövdesi ve her biri koca bir ağaca meydan okuyacak irilikteki dalları ile kavurucu yaz günlerinde yıllardır onlarca büyükbaşa ve sürüye yeşil şemsiye olan söğüt ağacı.
Zaten insanları buraya cezbeden de bu iki muhteşem ve doğal güzellik olmalıydı.
Köyün ortasındaki bu iki simge de çocukları o kadar içtenlikle bağrına basardı ki…
Sanki bir ana kucağı, nine sıcağı uyandırırdı her birimizin ruhunda, yüreğinde.
Her birimiz ayrı ayrı severdik gölümüzü ve söğüdümüzü.
Bizim oyunlarımızın, sevdalarımızın, sırlarımızın ve hatta ilk evimizin ana kucağı gibi bizi sarıp sarmalayanı her ne kadar bir çınar değilse de, köyümüzle aynı yaşlarda olduğunu tahmin ettiğim ulu bir SÖĞÜT ağacı idi.
Bir kız kardan hafif adımlarıyla yürüyüp geçti hayal içinde
Arkadaşlarımı düşündüm, sevgili şeyleri
Sanki her şey bizimle var ve bizimle olacak
Şarkılar çaldı odalarda
Bütün insanları sevmek gerektiğini düşündüm
Ne güzeldi okumak. Ne güzeldi sizin köye konuk olmak.
Mavi gölün kenarındaki ,dünyayı kucaklayan ulu söğüdün dibinde biz de sayenizde nefeslendik.Sonra da söğüdün ölümüne ,sizle beraber hüzünlendik.
Bu güzel makaleyi okurken ,nedenli büyük olursak olalım sıla özlemi hep var olacak , çocukluk anılarını yazmaksa sılaya kavuşma sevinci getirecek ,diye düşündüm.
Aslında hepimizin var böyle bir köyü.Ruhen de olsa sık sık gittiğimiz. Kimi acı bir anıyla, kimi masum bir çocuk sevinciyle gidip,özlem giderdiğimiz..
Güzeldi okumak Hikmet Öğretmenim. Kalemiz daim olsun. Teşekkür ediyorum. Saygımla , selamımla...
SÖĞÜT'ümü ÖZLEDİM
'GÖLGENE SARILIP AĞLAMAK İSTEDİM, ONU BİLE GÖTÜRMÜŞLER'.........
Sararmadan solmadan
Danışmadan sormadan
Acımadan habersiz
Yeşil yeşil ağacı
Dilim dilim kestiler
Sığınırdım gölgene
Yaslanırdım gövdene
Salıncaklar kurardım
Doyamazdım seyrine
Yaprak yaprak söğüdü
Odun diye kestiler
Söyleyin ne yapalım?
Size kıyan elleri
Esiyor bak yerinde
Söğütlerin yelleri
Çölden doğru çalıyor
Dikkat! .... Alarm zilleri
Yakar kumlar bizleri
Geçmez yanık izleri
İnci Germenliler
ÇOK GÜZEL VE HÜZÜNLÜ BİR ÇOCUKLUK ANISIYDI, NE
YAZIK Kİ HER GÜN KİM BİLİR KAÇ TANESİ KESİLİP, YAKILIYOR. TEBRİKLER.....SEVGİLERİMLE
Öyle bir makale olmuş ki okuyunca gözlerim dolu doluverdi.
Yüreğim ürpertisi geçmişle yoğunlaşınca özlemi köyümün özlemi buğu buğu gözlerimi sardı.
Of oof ooof! O söğüt ağacı ciğerimdiler insanlarla ve çocuklarla veya altında gölgelenen sürülerle.. Şimdi ne kadar uzaktayız!O söğüt çürümüş bile olsa hala yüreğimde gençlik muhteşemliği ile güzelliği ile gözlerimin önünden hiç gitmez.Evet. Kırşehir,Gölhisar mahallesi.Gönlümüzün sevdasıdır. Bende çok özledim ve çok çok seviyorum.
Yazınızdaki ahenk ve hayal gücü gerçekle perçin leşince çok daha harika daha şahane olmuş. Beğenerek defalarca okudum. Hem düşündürdükçe de etkilendim.Tatlı bir anlatım. Dili kullanmadaki başarınız apayrı bir güzellik...
Böylesine içten yazan gönüle ve o tertemiz ellere sağlık.
Tam puan. Tebrik eder ve alkışlarım.
Gölhisar
Herkese yâr
Yar oldun
Bize diyar.
Yaz Kardeşim yaz! Okuyalım e mi! Selam ve sevgilerimi iletir hasretle gözlerinden öperim. En aydınlık günler diliyorum.sağlık dolu olsun. Saygılarımla.
GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ
Tıpkı en sevdiğiniz sığındığınız insanın kollarınızdan kesilip alınması gibi...
Gölgesiz kalıp güneşte yanmak, asla kollarının altında gölgelenemeyeceğini dinlenemeyeceğini bilmek gibi...
Acımasızca koparır alırlar doğaya yıllarca kafa tutan ağaçlarımızı bir çırpıda dilim dilim yüreğimizle birlikte...
O söğüt ağacıda kimbilir ne hikayeler dinledi içine attıkça büyüdü sakladı bir sürü geçmişi yıkılışına...Bir değeri yıkmak ona şekiller vermek bu kadar olsa gerek yürekleri katılaşmış insanlar için....Ne diyelim ki o gölgeye ihtiyacı olduğunda hatırlarlar belki ......Sağlıcakla....
Bu şiir ile ilgili 4 tane yorum bulunmakta