Fır fır dönüyoruz
Çarşının ortasında
Nazmi’yle ben
Kenti ikiye bölüyoruz.
Üst tarafı öğleden önce
Alt tarafı öğleden sonra
Kolaçan edilecek
Eksikler,gedikler..
Belirlenecek.
Sanki kentin defteri bizden soruluyor
Hangi dükkanlar boşalmış
Kimin kızı kime kaçmış
Ekmeğin fiyatı bini aşmış..
Hep bizden duyuluyor.
O sağa gidelim,der,ben sola
İşte böyle bir arkadaşlık bizimkisi
Hem sağa gideriz,hem sola
Ortası, ikisinin telakisi..
Neyse anlaşıp giderken
İki emekli..
Başımıza bir fırtına geldi.
Kendimizi dar attık Nikah Dairesine
Gelmişken..
Nikah dairesinde Nikah tazelemeye
Ne yaparsın,artık biz kapıyı aşındırdık
Bir,iki,üç hanım mı oldu,
Bu arada hesabı da şaşırdık.
Nikah memurunu maaşa bağladık!
Ha Ayşe’ymiş,ha Fatma,derken
Adlarını unuttuk…
Kısaca,Nikah dairesini mekan tuttuk
Neyse, ordan çıkınca,
Nazmi bana tavla öğretti
(İnkar edemem)
Son üç gündür ben onu yendim
(O da inkar edemez)
İşte kentin içinde
O kahve senin, bu kahve benim
Dönüp duruyoruz,
Her gittiğimiz yerde
Voliyi vuruyoruz.
Bazen, inatçı keçiler gibi
O hep sağa çekse de
Ben de sola çekince
Kalmıyor mesele..
İnatçı keçiler gibi iki arkadaş
Kah Livatya
Kah Cin Çukuru
Bir bakarsın Paşabayırı
Yok oradan İhsaniye
Nereden nereye..
Dört dönüyoruz şehirde.
Bazen kızsan da
Dostluk gibi var mı bu dünyada
Bir arkadaş kaybeden
Dünyayı kaybediyor,sonunda
Ey insanoğlu..!
Farkına varsana..
Kavgalar,döğüşler
Bütün bunlar kendi aramızda
Sanmayın sahiden kavga ediyoruz
Aramızda niza var..
Kafası kızdı mı, çekip
Herkes evine gidiyor.
İŞTE O KADAR.
Kayıt Tarihi : 23.5.2010 04:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
saygıyla efendım..
TÜM YORUMLAR (2)